Lavinya Dergisi

VATAN HAİNİYİM, EVET!
Zeynep KAHRAMAN

"Tutku bedeni ele geçirince, hırs aklı alt eder. Her günün ertesi bir öncekinden beter. Ruhumuz bile zamana esir artık! "

Savaştan kaçtım geldim ben; tek savaşan benim olduğum bir savaştan, yıllarca kaybettiğim savaştan. Yaralarım acıyor bastırma sakın. O mu? Bilmem hangi yıldan kalma, hangi insandan aldığım yara. Savaş bu Dora! Yara almak; ekmek, su kadar hak insanoğluna. Sonunu bile bile yürüdüm bu yolda. Hani bilirsin ya her şey dibine kadar yanlıştır ama bir o kadar umutla yürürsün, sonunda uğrayacağın koca hayal kırıklığını yok sayarak. “Nasıl yapar insan kendine?” deme bunu sakın. Tek yaptığım hata değil ki bu ama şüphesiz en ağırı. Gelişigüzel yaşayanlar yapar bunu. Hayatı önemsiz kılanlar. Kendini harcayacak adamlar yapar bunları. Belki de en güzel sevenler yapar, hayatı anlamlandırmaya çalışanlar. Bilmiyorum, kapkaranlık yollarda tek başıma dolaşıyorum avare. Ne yaptıysam olmadı, ne çare, unutamadım gitti. Lanet olsun, hâla çocukluğunda kalmış kırk yaşında bir adamım. Hâla balonlarla mutlu olan ve pamuk şeker seven biriyim. Görsen halimi dersin elbet “Sen hiç hak etmemişsin”. Dünya hali Dora, istediğini verecek mi sanırsın? Peşinde koşturur seni, koskoca ömrü heba ettirir sana da bir kere bile elde ettirmez. Hep böyleydi, anlatmaz tabi eskiler. Doğanın kanunuydu bu, tabi her şey yalan her şey günah ve her şey saçma sapan. Ne olur anla beni, kaybettim ben bu savaşta! Ve vatan haini sayıldım, kendi kurduğum cumhuriyette. Gitsem de kalsam da ferman verilmiş hakkımda. Eee ne demişler, “Ehline denk gelmeyen her şey, ziyana tekabül eder” Velhasıl; bugün ölümümün, bilmiyorum kaçıncı yıldönümü. Bıraktım artık saymayı, iş işten geçtiğinden beri...