Lavinya Dergisi

19 EYLÜL DÜNYA KADINLAR GÜNÜ(!)
Gülşen SARIGÖL

"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...

8 Mart adıyla bir güne sığdırılmış kadınların gününü 19 Eylül adıyla bir güne sığdırsak biz de, çok da fark etmez değil mi, ille de kadının sığdırılması gerekiyorsa bir güne? Tüm insanlığın yegâne kayıplarından biridir belki de; yılın 364 gününü bırakıp bir kenara,bir gününde kadın olmanın, olabilmenin ayrı bir önemi varmış gibi kutlamak, anmak ya da adı her neyse... 364 gün sesini duymadığın bir kadın sana nasıl anlatabilir ki bir günde ne istediğini? Belki de dinlemeyi bilmediği için bulamamıştır sevgili Tolstoy" bir kadının ne istediğini"...Kadın dedikçe, erkek diye ayrımsadıkça bölük pörçük ediyoruz birbirimizi,unutarak her defasında insan olduğumuzu."Sen erkeksin, erkekler böyle yapmaz", "Sen kadınsın, dışın ayıp, içini bilmesem de olur " gibi kulaklara aşina ettiğimiz nice cümle ile yetiştiriyoruz günün birinde baba olacak acı çeken adamları, varlığını bilmeden anne olacak kadınları...Kökleri çokça derinde olan ataerkil sistemi düzeltmek şöyle dursun bizler yılın belirlenmiş gününde çiçeklerle kutluyoruz. Her coğrafyada, belki tarihin tüm zaman dilimlerinde zordu kadın olmak tıpkı 21.yüzyılın soğuğa çalan şu günlerinde olduğu gibi... Evet gerçekten zor kadın olmak,olabilmek;namus gibi bir kavramın yegâne sahibisin düşünsene ,ne kadar kolay olabilir ki?Namus;varsa da yoksa da o sadece kadınındır! Öte yandan belki daha da zor erkek olmak.. Birileri tarafından sana biçilmiş rollerle nefes almak, almaya çalışmak...Çok zor evet...Ama erkeğin ve kadının ötesinde çok daha zoru belki "insan "olmak. Seni "kadın " yapan,adını "erkek "koyan insan topluluğun, insan olandan ,insani değerlerden çok daha ötede bir yaşam sürmesi...işte bu daha zoru...Sen A ,sen B demeden sen insansın diyebilmek. Gün geçtikçe yaşayan insan sayısının artıp da gerçek insan sayısının azaldığı şu girdapta bir kadın değil, erkek değil insan olabilmek... İşte en zoru da bu..Biz zoru başaralım;insanın insana acıdan başka hiçbir şey vermediği şu dünyada biz birbirimize merhem olalım ,işte o zaman açar kutlama yapmak adına koparılan çiçekler, koparılmayan dallarında usulca. İşte o zaman tüm günler kadının olur,her günü "gün" bilen ,karşısındakine sadece "insan" gözüyle bakan erkekler olur. Hayatındaki kadın ya da erkek...Bu kişi annen,baban, kız kardeşin, ağabeyin, teyzen,kız arkadaşın, eşin... Her kimse o kişi, ona yüklenen kalıplardan önce o sadece bir insan ,unutma sevgili okur.