Lavinya Dergisi

Mehmet Erdem Lavinya ya Konuştu

Daha önce Kardeş Türküler grubunda yer alan, 2012 yılında ise Hakim Bey şarkısıyla çıkış yakalayan, mütevazi kişiliği ve yorumuyla adından söz ettiren, yaptığı dizi ve müziklerde beğenilen, herkesin en az bir şarkısını çok sevdiği Mehmet Erdem ile geçmişten günümüze çok güzel röportaj gerçekleştirdik.Farklı bir ses tonu olan ve şarkılarında bunu hissettiren Mehmet Erdem’i tanıyabilir miyiz?Sizi en iyi tanımlayan üç kelime nelerdir? 


1978’te Manisa’da doğdum. Aslen Malatyalıyım. Liseyi İzmir Fen Lisesinde okudum. 2005’te Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliğinden mezun oldum. 2008 yılında ise profesyonel anlamda müziğe başladım. İnsanın kendisini çok kısa kelimelerle anlatması bana göre çok zor. Düşünecek olursak bana göre beni en iyi anlatan üç kelime: Sakin, samimi ve hareketli birisi olarak değerlendirebilirim.Müzik kariyerinize başlarken en büyük destekçiniz kimdi?Benim birçok müzisyen arkadaşım var, onlar bana çok destek oldu. 
Geçmişte üniversitedeyken ve yaşadığım çevrede müzisyen arkadaşlarımın fazla olması nedeniyle beraber çalıp, beraber çaldığımız arkadaşlarımla zamanla devam eden bir müzik yolculuğumuz oldu. İsim vermem ama geçmişte bana bu konuda destek olan, beraber çalışıp, başarılı işlere imza attığımız tüm arkadaşlarıma kendi adıma teşekkür ediyorum. Çok müzisyen arkadaşım var ama Alper Atakan ve Cihan Güçlü ile çok uzun zamandır beraber müzik yapıyoruz ve çok iyi dostluklarımız var. Albümlerimde onların katkıları tartışılmaz bir gerçektir.
Sezen Aksu’nun sizde çok önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Sezen Aksu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?Sezen Aksu ile tanışmam benim için çok büyük şanstır. O benim hayatımın ‘dönüm noktasıdır’ diyebilirim. Sezen Aksu’yu tanımlamak konusuna gelirsek eğer bana göre Sezen Aksu; bu ülkenin yetiştirmiş olduğu en büyük sanatçı, söz yazarı, bestecisidir. Ona beste fabrikatörü desem abartmış olmam. Bu ülkenin müziği Sezen Aksu’dur. Ülkenin müziği açısından velinimettir. İşte zirvenin son noktası dediğimiz bir yerdir Sezen Aksu. Ülkemizde herkesin büyük bir hazla dinlediği çok büyük sanatçıdır. Sezen Aksu sanatçıların tamamında kabul görmüş ve sanatçılar tarafından çok saygı duyulan bir isimdir. Bu gerçeği kimse yadsıyamaz.
 Çoğu sanatçının albümlerinin içerisinde bir Sezen Aksu sözü veya bestesi yer alır ve çoğu sanatçı geçmişte de günümüzde de konserlerinde Sezen Aksu’ya ait olan parçaları seslendirir. Benim için de onun yeri anlatılmaz. Ben; onun 20 yıl önce seslendirdiği ve unutulmuş olan ‘Hakim Bey’ şarkısı ile 2012 yılında çıkış yaptım ve bu eserle Türkiye’deki müzik piyasasında tanındım. Bu bağlamda bile öneminin ve değerinin ne kadar büyük olduğu anlaşılır.Geçmişte Kardeş Türküler grubunda yer aldınız. Gruptan ayrılmanızın sebebi neydi? Grubun size kattığı kazanımlar nelerdi?Kardeş Türküler grubu içerisinde 8 sene yer aldım. Grupla olan tanışıklığımız hepimizin Boğaziçi Üniversitesinde okuduğu yıllardan gelmektedir.
 Kardeş Türküler’de farklı coğrafyanın müziklerini dinleme ve o müzikleri icra etme mutluluğunu yaşadım. Kardeş Türküler’in müziklerinde çalınan enstrümanları tanıma ve benimseme fırsatım oldu. Müziğin evrensellik kavramının önemini bu müzik grubundayken daha iyi anladım. Albümlerimde Nesimi, Aşık Veysel gibi ozanların şarkılarını seslendirmemde Kardeş Türküler grubunun etkisi büyüktür. Grupla bağı koparmamızın nedeni ise onlar kendi müziksel yanlarını icra etmek ben de kendi müziksel yapımı icra etmem için ayrıldık ama grupla olan bağımız hiçbir zaman kopmadı. Onların bu yıl yapacakları 25. Yıl Konserlerinde konuk sanatçı olarak yer alacağım ve bundan dolayı mutluyum.Birçok dizi ve film müziği yaptınız. Bu müzikleri yaparken neyi gözlemlemlediniz? Size göre en başarılı olan film veya dizi müziği hangisiydi?Ben ve arkadaşlarım birçok dizi ve film müziği yaptık.
 Bu müzikleri yaparken dizi ve filmlerin içerikleri müziğimizi ona göre şekillendirdi. Yaptığımız bazı dizi ve film müzikleri ise; Leyla ve Mecnun, Behzat Ç. , Aşkın Kanunu, Aşk Kırmızı ve Gülcemal vb. Dizi ve film müzikleri albüm gibi değil, onlarda öne çıkan dizinin ve filmin konusuna göre enstrümantel parçalar oluyor. Bizim eskiden ve günümüzde yaptığımız dizi ve film müziklerini kıyaslayacak olursak en çok beğenilen ‘Leyla ve Mecnun’ oldu. En uzun soluklusu onu seçebilirim ama ben gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki ben diğer yaptığım tüm projelerinde arkasındayım.
 Çünkü onlarda da inanılmaz emeğimiz var. Dizi ve filmler izleyiciler tarafından beğenilsin ya da beğenilmesin ama biz yaptığımız müziklerde elimizden gelenin en iyi şekilde hakkını verdiğimizi düşünüyoruz. Ahmet Kaya’nın parçalarını çok güzel yorumluyorsunuz. Ahmet Kaya şarkılarını söylerken, ne hissediyorsunuz? Sizce ülkemizde Ahmet Kaya’ya bakış açısı nasıl?Ülkemizde Ahmet Kaya’ya bakış açısı eskiden çok mesafeliydi insanlar onun şarkılarını gizli gizli dinlerdi ama günümüzde insanlar, Ahmet Kaya’nın parçalarını benimsedi ve daha çok dinliyor. Şunu tüm içtenliğimle söyleyebilirim: Herkesin ;Barış Manço, Sezen Aksu, Bülent Ortaçgil’den sevip dinlediği şarkısı varsa çoğu insanın kendisiyle özdeşleştirdiği Ahmet Kaya şarkısı var. Ülkemizde çok dinleniyor. Youtube gibi müzik platformlarında dinlenmelere baktığımızda bu durumu görebilirsiniz. Ahmet Kaya parçalarının insanların yüreğine dokunan, insanın kendisiyle bütünleşmesini sağlayan bir özelliği var. 
Çok sevdiğim sanatçı Ahmet Kaya, bu ülkede çok değerli bir mozaiktir. Müziğin olmazsa olmazıdır Ahmet Kaya. Ben onun şarkılarını çalmaktan çok keyif alıyorum, ona ait parçaları hemen hemen her konserimde söylüyorum, bundan çok keyif alıyorum, yaptığım müziğe ve ses tonuma onun parçaları çok iyi gidiyor. Onun parçalarıyla özdeşleşiyorum. Albümlerime onun şarkılarından da koyuyorum. Son albümüm ‘Neden Böyleyiz’ de Ahmet Kaya’ya ait ‘Söyle’ parçasını koydum. Ben de ona ait parçaları seslendirmekten mutlu oluyorum.Olur Ya, Hakim Bey, Herkes Aynı Hayatta, Acıyı Sevmek Olur mu?, Olur O Zaman diğer şarkılarınıza istinaden daha fazla dinlendi. Bu şarkıların çok dinlenmesinin özel bir nedeni var mı?Olur Ya ilk söylediğim şarkı ve film müziği olarak kullanmıştık . Diğer şarkılarım da birçok projede kullanıldı, dizilerde ve filmlerde bu parçalar çalındı, neticesinde halk bu şarkıları dinledi, benimsedi. Abartısız söylüyorum Acıyı Sevmek Olur mu şarkısı en az 45 projede yer aldı. Birçok filmin şarkısı oldu bu açıdan çok dinlendi. Hakim Bey şarkısı Kıvanç Tatlıtuğ, Buğra Gülsoy ve Öykü Karayel’in başrolünü paylaştığı Kuzey Güney dizisinde çaldı ve beğenildi. Diğer şarkıların da dinlenmesinin altında yatan en önemli sebepler: 
O şarkılara klip çekmem, youtube da tıklanması, dizilerde çalınıp insanların alışkın olması gibi nedenlerdir diye düşünüyorum.Genellikle şarkılarınızda ‘aşk, ayrılık’ temaları var. Böyle şarkılarınız toplumda dinleyenler tarafından fazlaca benimseniyor. Sizce toplumsal olarak böyle yapımız mı var?Şarkılarımın çok dinlenmesi elbette beni mutlu ediyor ama ben toplumun çok aşk ve ayrılık şarkılarının içeriğini benimsediğini düşünmüyorum. Kişiler nezdinde değerlendirecek olursak belki o an o şarkıyı kendine göre yorumlamış olabilir. Benim çıkış yaptığım şarkı Hakim Bey ve kesinlikle şarkının içerisinde aşk ve ayrılık teması yok. Belki toplum beni o şarkıları güzel yorumladığım açısından o kategoriye koyabilir fakat ben de herkes gibi hareketli parçalar, slow parçalar seslendiriyorum.Sesinizi Leonard Cohen’e benzetenler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Bas bir sesim olduğu için benzetenler olabilir ama Cohen; çok büyük bir sanatçı, kent ozanıydı. Ardında çok büyük eserler ve besteler bıraktı. Keşke onun kadar olabilsem, ben de ardımda onun kadar yazılı metin, söz ve beste bırakmak isterim.Geçmişteki şarkıları albümlerinizde coverladınız. Bu konuda olumlu ya da olumsuz eleştiri aldınız mı?Hazır olan bir şarkıyı tekrar yorumladığınızda insanlar bunu ‘kolaycılık’ olarak algılıyor fakat öyle durum söz konusu değil.. 
Sezen Aksu, Ahmet Kaya, Barış Manço, Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur gibi zamanında sahipleriyle özdeşleşen ve sevilen şarkıları ‘coverlamak’, o şarkıların bilincini üstlenmek gerçekten zor. Bu konuda genelde çok olumlu tepkiler aldım, olumsuz tepkiler yok denecek kadar az. Çünkü biz o şarkıları tekrar yorumlarken parçaya çok titizlik ve özen gösteriyoruz. Enstrümanları parçanın orjinaline göre seçiyoruz, parçanın yapısına çok önem veriyoruz, parçanın üzerine düşünüyoruz. Kılı kırk yarıp o parçayı meydana getiriyoruz. Özensiz ve baştan savma kesinlikle iş yapmıyoruz. Çünkü emek verdiğimiz bir iş o işe ruhumuzu katıyoruz bu da halk tarafından kabul görüyor.Şarkı sözleri yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?Bu bir ilham değil, kafanda oluşturduğun bir konuyu veya varsa düşünceyi onu yazıp meydana getiriyorsunuz. Onu cümlelerinizle nasıl yazıp oluşturduğunuz önemli. Sonuçta şarkı sözleri anlık ve içsel birikimlerinden oluşan bir bütünlüktür. Birikimler yıllarınızı alır. Kafama süper bir şey geldi bunu şarkı yapayım diye düşünemezsiniz. Dinleyene göre şarkı sözleri anlık meydana gelen durum olarak algılanabilir ama sanatçıya göre o durum yılların getirmiş olduğu bir bütünlüktür.Albümlere baktığımız zaman en çok hangi albümünüzü beğeniyorsunuz? Albümlerinizde kimlerin imzası var?
İlk albümümden itibaren düzenlemeleri Alper Atakan yapıyor. Çok yakın arkadaşım olan Cihan Güçlü’nün sözlerini yazdığı şarkılar da albümlerimde yer alıyor. Türkiye’nin tanımış olduğu ve bilindik isimlerin ( Barış Manço, Sezen Aksu, Ahmet Kaya) şarkılarını albümlerimizde söyledik, söylemeye de devam ediyoruz. Ben albümlerimi kıyaslamam. Her albümü içimize sinerek yaptığımız için her albüm bizim için önemli yerdedir. Hiçbir şarkıyı hadi albümde olsun diye koymuyoruz, her şarkının bizim için pırlanta kadar değeri var.Neden Böyleyiz albümünüzde Rubato ile düet yaptınız. Yeni albümlerinizde düet yapmak istediğiniz sanatçılar var mı?Onlar proje bazlı çalışmalar. O an aklımıza ne geliyorsa şarkının bütünlüğü açısından o sanatçıyla düet yapıyoruz. Rubato grubuyla ilk müzik piyasasına girdiklerinde ortak konserler yaptık. Rubato değer verdiğim, değerli ağabeylerden oluşan bir müzik grubu. Onlarla bir şeyler yapmak çok istedim nitekim de öyle oldu. Son albümümde ‘Böyle Ayrılık Olmaz’ şarkısına düet yaptık. Bundan çok onur duydum. Geçmiş albümlerimde de Ceylan Ertem, Hande Yener, Nejat İşler ile de düet yaptık. Böyle ortaklaşa bir şeyler yapmayı ve düetleri seviyorum. Diğer sanatçı arkadaşlarım da bazı şarkılar için Mehmet Erdem ile düet yapalım diye düşünüyor olabilir, sonuçta bu durumlar düşünülerek yapılan çalışmalardır. İlerde tekrar albüm çıkarırsam başka sanatçılarla düet de olabilir, şimdilik bir şey söyleyemem.Neden Böyleyiz albümünüzde Hüsnü Şenlendirici bazı şarkılarınıza klarnetiyle eşlik etmiş, siz de birçok enstrüman çalan biri olarak, albümlerinizde enstrüman seçimlerine nasıl karar veriyorsunuz?
O konuda ince eleyip sık dokuyoruz. Alper Atakan gibi birçok enstrümanı çalan müzisyen arkadaşımla konuşup, öyle karar veriyoruz. Biz daha önce çok dizi ve film müziği yaptığımız için ‘işin mutfağını biliyoruz’ hangi parçaya hangi enstrüman gider diye çok düşünüyoruz. Hüsnü Şenlendirici ile de uzun zamandır beraberiz, çok samimi arkadaşız. Hüsnü Şenlendirici ilk albümden itibaren hep beraberiz. Bizim kafamızda şu düşünce genelde var: Şu enstrümanı şu kişi hakkını vererek çalarak verir. Bu müzik parçasında çok önemli bir husustur. Ben de enstrüman çalan biri olarak genelde enstrüman olarak ud, cümbüş, gitar ve bağlamayı çalmaktan keyif alıyorum.Müziğe başlarken hayal ettiğiniz yerde misiniz?Açıkçası ben böyle bir şey hayal etmedim.
 Çocukluğumdan beri müziğe ilgim vardı. Ben enstrüman çalmayı, müzik yapmayı, şarkı söylemeyi seviyorum. Bizi dinleyen, konserlerimize gelen insanlar bizim yaptığımız müzikten zevk alıyorlar, biz istediğimiz şarkıyı ve müziği rahatlıkla yapabiliyoruz. Bu anlamda keyfimiz yerinde sonuçta çok keyif aldığımız işi severek yapıyoruz. İnsanlarla aramızda çok güzel bir uyum var.Müziğe başlamak isteyenlere tavsiyeleriniz neler?Sabırlı olsunlar. Bu iş biraz sabır gerektiren bir olgu, bu işi yapacaklar bunun farkında olmalıdır. Bazen bana: ben ne zaman sizin gibi çalabilirim diye soruyorlar. Ben de onlara: Kaç yıl çalışmayı düşünüyorsun diye cevap veriyorum. Neticesinde bu iş hemen olacak bir durum değil, o seviyeye gelmek için çok ciddi çalışmak gerekiyor. Hevesle başlayıp bırakanla ciddi olarak çok uzun süre çalışan arasında aynı şeyden bahsedebilir miyiz? Bu sadece müzik için değil, her işte geçerli bir durum: Eğer bir işte başarılı olmak istiyorsanız, sebat etmeniz gerekiyor. Fark yaratmanız gerekiyor. Aynı şeyleri yapmak insanların ilgisini çekmez. Yenilikçi ve yaratıcı bir tarzınız olmalı. 
Ben ilk albümü çıkarırken 34 yaşındaydım. Kalıcı olmak istiyorsanız, acele etmeyin, çok çalışın.Hobileriniz neler?Konserlerden fırsat buldukça film izlemeyi ve kitap okumayı seviyorum. Aylık Edebiyat dergileri Bavul, Kafa ve Tuhaf dergilerini okumaktan da keyif alıyorum. İçlerinde çok güzel edebi yazılar var. O dergilerin yazarları samimi arkadaşlarım.Sanatçı olmasaydınız, hangi mesleği yapardınız?Açıkçası bunu hiç düşünmedim. Makine Mühendisliği okudum ama o mesleği yapmazdım diye düşünüyorum. Oraya girmemdeki vesile Boğaziçi Üniversitesinde, Kardeş Türküler ile tanıştım demek ki bunda da böyle hayır varmış.Beğendiğiniz Sanatçılar kimler?İsim vermem doğru olmaz. İyi müzik yapan herkesi dinlemekten feyz alırım.Hangi takımı tutuyorsunuz?BeşiktaşÜlkemizde ve dünyadaki müzik kültürüne baktığımız zaman arasındaki benzerlikler ya da farklar neler?Anadolu müzikal anlamda çok önemli bir kültüre sahip zengin bir coğrafyadır. Müzikal bağlamda birçok koma, makam ve ritim yapısı var. Bu açıdan bizim müzik kültürümüz bu temeller üzerinde şekilleniyor. Dünyada ise teknik ön plana çıkıyor. Sound kaliteleri, alt yapıları, bilgisayar imkanları donanımları daha gelişmiş. Ben müziğin özüne inanan biri olarak teknolojiyi bir yere kadar görürüm. Aşık Veysel’in bağlamasında 10 perde var, müziği nasıl yansıttığın bana göre çok önemli etken, her şey bir yere kadar parçayı nasıl seslendirip, yansıttığın çok önemli kalıcılığın özü aslında budur.En çok okuyup etkilendiğiniz kitaplar hangisi?Ben çok kitap okuyorum. Birçok yazarın kitabını okudum. Beğendiğim kitaplar: Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar, 
Chuck Palahniuk’un çok kitabını okudum, değişik bir bakış açısı var. Dövüş Kulübü kitabını söyleyebilirim.-2016 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne müzisyen Bob Dylan aday gösterildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Müzik de bazen edebi gücü gösterebilir. Bob Dylan tüm dünyanın hayranlığını kazanmış bir adam. Bu ödüle layık görülmesi onun evrensel olduğunu gösterir. Hepimizin dertleri, sevinçleri ve mutlulukları evrensel hangi dilde söylersek söyleyelim nasıl algılandığın önemli.Birçok enstrümanı rahatlıkla çalabiliyorsunuz. Çalmak isteyip çalamadığınız enstrüman var mı?Birçok enstrümanı çalıyorum ama üflemeli saz, klarnet ve ney çalmak isterdim.Mütevazi oluşunuz herkes tarafından takdirle karşılanıyor. Çok ünlü olup, bunu nasıl başarıyorsunuz?Sanırım bu durum çok rasyonel olmamdan kaynaklanıyor. Yaşımın getirmiş olgunlukla da bu durumu izah edebilirim. Ünlü olmak bana göre yalın olmaktan geçiyor.