Lavinya Dergisi

GİDENLER...
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Gidenler mutlaka bir gün geri dönerler. Ama fiziken, ama ruhen illaki dönerler terk ettikleri yere. Döndükleri yerde bazen yeller eser, bazen talan edilmiş virane bir parça bulurlar. Giderken götüremedikleri yoktur artık terk ettikleri yerde, göz gezdire gezdire o kaybettikleri, o çok özledikleri şeyi ararlar. Bunu bazen kimseye söz etmeden ararlar bazense ilan verdire verdire. Çok şey değişmiştir terk edilmiş yerde. Belki gidenin götüremediği şeyler, belki sahip olunan diğer duygular, belki her defasında ne olursa olsun açılan kollar, belki, belki, belki... Hayat bir şekilde akıp gider insanın ömründen. Konuşmak istediklerine gem vurarak, sustuklarına hapsolarak yahut konuştuklarına mağlup olarak. Şimdi geçmişin muhasebesi ile yüzleşen gidenler, giderken de geleceğin muhasebesini yaparak gitmemişler miydi? Yoksa kuru bir hayale yahut boş bir inadın sahtece kurgulanmış cümlelerine mi inanıp gitmişlerdi? Önemi var mıydı artık gidenlerin gitme nedeninin? Gelmiş olması da hiç gitmediği anlamına gelmiyordu döndüğü yer için. Çünkü kurdun atlattığı kış kadar yediği ayaz vardı. Çünkü bazen ikiden bir çıkınca bir kalmazdı. Çünkü bazen yol gitmek isteyene gözükür geride kalana uçurum gelirdi... Her şeyin başladığı yere her şeyin bittiği yerden dönmek mümkün olmuyor şu dünya denilen virane yerde. Bazı şeylerin zamanı geçiyor, bazı şeylerin içi. Bazı şeylerin ömrü bitiyor, bazı şeyleri bitiren nedenler... İşte duygularda bunlardandır. Dokunmadan, görülmeden ve konuşulmadan öldürülen şeylerdir insan kalbinde. Kimi bir bakışıyla öldürür bir duyguyu, kimi düşünmeden ettiği bir sözle. Kiminin istedikleri vardır, kiminin kaçtıkları. Kimi kendinden emin değildir, kimi emin olduğunu sandığı şeyler için savurur kelimeleri. Bir duygunun ölümü bir cümleyle başlar. Bir yolun başı sonu görünmeyince heyecanlıdır. Terkedilen yerin değeri gidilen yerde istenileni bulamayınca anlaşılır. İnsan nankördür ve elinin tersiyle ittiğini yeri gelir avuç içimde diken vardı diye avutmaya çalışır. Velhasıl kelam gidenler mutlaka bir gün geri dönerler. Ama fiziken, ama ruhen...