Lavinya Dergisi

GÖKYÜZÜNÜN TUVALİ
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

İnsanlığın ilk var olduğu zamandan bu yana, gökyüzüne ulaşmak adına duyduğu o derin merak ve iştiyak... İnsanoğlunun içindeki sonsuzluk hissiyatını var etmiş ve hayal dünyasında mühim bir yer edinmişti gökyüzü. İnsanın ruhunda oluşan hissiyatlarına karşı gökyüzü ve efsanevi renkleri, inansın şuurunu ve duygusunu beslemesi için tam teşekkülle bize bir zemin teşkil edinmiştir. Başımızı kaldırdığımız, baktığımız gök kubbe ne hissettirir? Muazzam renkleri nasıl yansır hayata? Nasıl etkiler insanın iç dünyasını? Gözlerimizde mutluluk mu yoksa yağmur bulutları mı oluşur? Güneşin doğuşu ile başlar, gökyüzünün en parlak rengi, sarıdır. Çizeriz belki de hayatımıza güneşi, bakamıyız bazen parlaklığından gözümüzü hep alıkoyar. Işık saçar sarı insanın içine, ışık olur belki de hayatına. Fakat durmadan sarıya bakamaz insan, gözleri yaşla dolar. Bu yüzden de gökyüzünde fazla yer tutmaz sarı belki de güneş bize bu yüzden hep küçük ve uzak gözükür. Soğuk bir kış gecesinin ardından doğan güneşi sever insan. Hayatımızdaki geçişleri, gidişleri, gelişleri anımsatır bize. Güneşin batışıyla bulutların arasına serpilmiş, adeta bizi cezbeden ve çeken bir renk, kırmızı. Kendisini gösterdiği en güzel andır. Güneşin batışıyla kapar gökyüzünü, hislerin arasına serpilir. Gün batımında sınırsız sıcaklığını esirgemez. Yaşamımızdaki samimi muhabbetler gibi soğukluk girmez araya, fotoğraflara hep kare ederiz o muazzam anın rengini, anı bırakırız kendimize. Genel olarak kararlılığın ve güçlülüğün rengidir kırmızı, özel olarak da aşkın rengi. Bu yüzden bizi hep ama hep çeker... Sonsuzluğun ve soluksuz hislerin rengidir, mavi. Sınırsız gökyüzünde hep barındırır yerini. Ruhsal varlıklar maviyle resmedilmiş. Mavi dolu düşler hayal edinmiş. Sonsuzluk ve dinginlik hissi oluşturur baktığımızda, doğaüstü bir huzur verir. Mavi içten içe işleyen bir güçtür. Derinliği öyle güçlüdür ki, renk koyulaştıkça içsel güdü artar. Siyaha yaklaştığında insanı aşan bir hüzün kaplar. Derinliğe ile içine çeken, baktığımızda iç çektiğimiz bir renktir, siyah. İçine çeker gökyüzünde kapladığı yer itibarı ile. Tıpkı koyu renklerin güneş ışınlarını içine çekmesi gibi. Acıyı, ölümü anımsatır belki de bize. Ölümün yanında en ufak bir yaşam belirtisi aranır. Unutmamak gerek parlayan yıldızları... Yıldızlar gündüz de var ama biz göremeyiz. Bazı şeyleri görmek için koşulların değişmesi gibi...