Lavinya Dergisi

GENÇ BEDEN YAŞLI RUH
Bilge ERDOĞAN

Gözlerindeki parıltının her zaman ona yol gösterdiği, baktığı her şeyde yeni anlamlar, yeni hayatlar görebilen ve gördüğünü hayal dünyasında canlandıran biri.

İçimdeki anlamlandıramadığım yol çıkmaza giriyor sanki. Bulutlardan üzerime yağan büyük bir hiçliğin ortasında kalmış hayallerim. Hiç büyüyebildim mi gerçekten? Yoksa büyümeye mi zorlandım? Hayatın akışına yetişmek, hayatı her gün biraz daha öğrenmek, düşmeden kalkmak için dizlerim yaralar mı aldı? Zihnimi meşgul eden on binlerce soru baloncuğunda nefes alamıyor bedenim. Oysa yaşananlar değil miydi insanı ayakta tutabilen, olgunlaştıran, bilgeleştiren…
O zaman dizimdeki kabuklar neden sürekli soyulup kanıyor. Zaman geçtikçe bunlarda iyileşecek mi? Peki en önemlisi iyileşince ben aynı ben olabilecek miyim?
Ruhum, ruhumu sorarsanız çok yaş aldı bu süreçte. Dışarıdan ne kadar dinç görünsem de yağan bu hiçlik ruhumun mumlarını söndürdü. Bak değişiyormuşuz işte bir şekilde, o anlamlı anlamsız giden yolda yürürken. Bu değişimi kabullenemeyen ben uzun zamandır nasıl keyif alınabildiğini unuttum hayattan. İçimdeki çocuk ve şimdiki benle savaşırken ikisinin arasında çaresizce kalakaldım. Ne kadar istemesem de ne zamanı tutup geri getirebiliyorum ne de ruhumu bu savaştan kurtarabiliyorum…
Günlerdir çırpınıyorum, ümidim hala kaybolmuşta sayılmaz. Belki bu çırpınışım zaman alacak ama sonunda ruhuma dokunabileceğim. Şimdilerde ne kadar hissedemesem de biliyorum ki bu yolda sonsuz değil hiçbir şey. Ruhumu genç kılabilmek adına maskemi takıp yürümeye devam ediyorum. Buralardan daha önce geçmiş olan birileri şemsiyesini uzatacak bana, belki kendinden duracak yağmur, açacak ruhumda çiçekler, güneş ısıtacak içimi... İşte o zaman maskeye ihtiyacım kalmayacak. Kendimi bulmuş ve sarmış olacağım. Dizlerim iyileşecek, kalan yara izleri hayatımın iyi-kötü anlarını hep yanımda taşımamın önemini vurgulayacak her adımımda bana. Ruhum, ben kabullendikçe gençleşmeye hatta içimdeki o küçük çocuğu aramaya başlayacak… Ve bulduğunda tamamlanacağım. ‘’Küçük ben’’ in içimde beni asla terk etmediğinin sevinciyle koşacağım o yolda. Herkese kocaman gülümsememle ruhumun çiçeklerinin nasıl açtığını göstereceğim. Yolun sonuna yaklaştığımda bu sefer bedenim yaşlanacak ama ruhum çocuklaşacak…

‘’Hayatın bize getirisi ne kadar büyük olursa olsun daima öne bakmayı, kendimize inanmayı ve 32 dişimizi hayata göstermeyi unutmayalım…’’

-Benden sizlere her gününüz için Umut ve Sevgi’den bir demet-