Lavinya Dergisi

PANDORA'NIN KUTUSU
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

Masallara inananlar ve inanmayanlar. X, Y, Z farklıdır kuşaklar. Kötülük veyahut iyilik, keskindir sınırlar! Bir de şu çok derinde saklananlar. Bir deyim, bakış, olay, örgü, merakla ortaya çıkanlar. Hikâyeler dolanır dilden dile; yine de farklıdır versiyonlar. İnsanoğlunun kendi kutusunda sakladıkları veya açığa vurduklarıyla yaşanır hayatlar. Nicesinin neleri büyüttüğünü bilmeden yaparız yorumlar. Lakin “Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.” der anlatımlar ve Prometheus’a, Zeus’a uzanır satırlar. Kötülük dünyaya nasıl mı yayılmış? Okuyalım ateşle başlananlar. Efsaneye göre Prometheus, Tanrı Zeus’tan gizlice ateşi çalmış ve insanlığa vermiştir. Bu duruma çok öfkelenen Zeus, onu o zamanlar hiç kimsenin yaşamadığı Kafkas Dağlarında zincire vurdurmuştur, yanında da bir kartal bırakmıştır. Bu kartal Her gün Prometheus’ un ciğerini yemiştir. Fakat ciğer yeniden oluşmuştur, bu şekilde durmadan işkence görmüştür. Günün birinde Herkül tarafından kurtarılmıştır. Zeus bu duruma bir şey söylememiş ama zincir halkalarının Prometheus’ un ayağında kalmasını sağlamıştır. Böylece onu sonsuza kadar cezalandırmıştır. Zeus insanlardan da intikam almak istemiştir. Sırf bu nedenle Hephaistos’a emir vererek balçıktan bir kadın figürü yaptırmış ve ardından “Pandora”yı yaratmıştır. Pandora, Antik Yunan’da ilk kadın olarak kabul edilmiştir. Zeus çok güzel olan Pandora’yı, Prometheus’un ikizi olan Epimetheus’a elinde bir kutuyla göndermiştir. Pandora’nın güzelliğiyle büyülenen Epimetheus, hemen onunla evlenmiştir. Zeus’un intikam zamanı gelmiştir. Kimi kaynaklar Zeus’un kutuyu açmasını Pandora’ya fısıldadığını yazmıştır. Kimi kaynaklarsa asla açmamasını tembihlediğini ama açacağını bildiğini. Merak böyle bir şeydi. Sonuçta kutu açılmış ve insanlık arasına mutsuzluk ve kötülük yayılmıştı. Masallara inananlar ve inanmayanlar. X, Y, Z farklıdır kuşaklar. Kötülük veyahut iyilik keskindir sınırlar. Herkes tanır sevdiğini, zaman ayırdığını, benimsediğini. Bilir sınırlarını, kırmızı çizgilerini ve mükemmel olunamayacağını. Belki çok derine saklamıştır sırlarını, cam kırıklarını, inandıklarını, tahammül noktalarını. Kışkırtma, bam teline basma, uyandırma uyuttuğu cadıyı. Pandora kadar büyüleyici, elinde tuttuğu kutusu kadar etkili olmasa bile, emin ol bilinir nicesinin ayıbı, yarası. Sözünü düşünmeden söyleyene; saklı kutuları hedefleyene Kaf Dağ’ındaki kartalla ceza verilmese de… Vardır herkesin verecek bir cevabı.