Lavinya Dergisi

ALYANS
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

İki şeyi birbirine ya da birçok şeyi topluca tutturmak, bağlamak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel gibi düğümlenebilir nesne olarak tanımlanıyor, bağ. Aşk, sevgi, söz vermek ile ortaya çıkan bağlılık ise bir sembol istiyor ilişkide. Kısaca tanımlarsak; “Parmağa takılan madeni halka.” şeklinde ortaya çıkıyor net bir cümleyle. Tunç Çağı’nda ilk örnekleri görülse de Girit, Miken uygarlıklarında yüzükler ince işçilikle süslenmekte. Bazıları Antik Mısırda görüldüğünü yazmakta. Nerde olursa olsun geçmişi, çiftlerin birbirlerine verdikleri sözü simgelemekte. Kelime anlamı “İttifak” olan alyanslar, kalbe giden damarın seçtiği sol elin dördüncü parmağına takılmakta. Genellikle altın olarak tercih edilen takılar geri dönüştürebilir olarak işlenmekte. Ne yapılırsa yapılsın yok edilemez nitelikte. Bir düşünsün insanoğlu! Parmağındaki alyans belki de bir Lidya sikkesinin son halini yansıtmakta. Gelsin ifadeler günümüze, “Bir yastıkta kırk yıl.” hikâyelerine. Bazılarının gözlerinde taşınan yalnızlık alyanslarının aksine; şapka çıkarmak lazım vefa bilenlere. Kim bu aşk masalların kahramanını tayin etmekte? En çok parlayan alyans sahipleri mi mutlulukla gülmekte? Pahalı taşlarla bezeli olanlar mı uzun ömür geçirmekte? Şık bir evlilik teklifi! Su altında! Şu ışıltılı restoranda! Kumsalda, uçakta, sandalda!.. Sahi “bağ” nasıl kurulmakta? Beraber kocamak ve alyans yan yana ne kadar yakışmakta? Tüketim toplumunun gölgesinde! İlişkiler stres içinde! Öfke anlayışla yer değiştirmekte! Aşk; aşk bitmekte? Oysalar dizilmekte! Ama başaranlar yaş almakta, anı biriktirmekte, hayat böyle. Kalmak isteyen de, gitmek isteyen de nice bahaneler bulmakta. Yar ve yaren dediğin doğru seçilirse, dolu doludur kaderin sana çizdiği eş okuyabilene ve anlayabilene! Selam olsun sonsuzluğun sembolüne. Tunç çağına, Girit’e, Miken’e. Halka nice deyişte, mana hep sevişte…