Lavinya Dergisi

SAVRULUYORUM HER YELDE
Zeynep KAHRAMAN

"Tutku bedeni ele geçirince, hırs aklı alt eder. Her günün ertesi bir öncekinden beter. Ruhumuz bile zamana esir artık! "

Rastgele yaşıyorum bu hayatı. İpsiz bir uçurtma gibiyim her yelde savruluyorum. Bu rüzgâr ne zaman dinecek dersin? Güneşli günleri görecek miyim? Korkuyorum ya hep karanlıkta kalırsam... Ait olamıyorum şimdi hiçbir yere. Kendi mahvoluşumu izliyorum, yerle yeksan her şey. Her dumanda sis içinde kalmışım. Her yer toz duman, hiçbir şeyin kalmamış izi. En acısı ne bilir misin; kendimi duymuyorum artık, hissettiğimi fark etmiyorum bile. “Kendisi seçti” diyorlar arkamdan duyuyorum. Lakin cevap veremiyorum. Yalnız kalmak da benim tercihim değildi, şimdi bu halim de. Yıllar götürmüş; senden, benden, bizden. Üzgünüm yan yana durmayı bile beceremediğim için. Ve özür dilerim kendi kendime yetemiyorken sana kucak açtığım için. Terk edişimi anımsayacaksın belki yıllar sonra fakat beni kötü hatırlama. Geçirdiğimiz güzel günlerin hatırına, ortak olduğumuz günahın yanında; sakın beni kötü hatırlama. Sen her türlü güzelken, ben sadece yalnızken iyiyim n’olur anla! Beceremiyorum bir olmayı, tek olmayı, aşkı sevda yapmayı ama sen anla! Anla ki aklım kalmasın burada. Gönül rahatlığıyla gideyim harabe sokaklara, sensiz yarınlara ve sevdasız insanlara. İnsan nasıl böyle olur deme. Eğer ki beklediğiyle istediği aynı olmazsa dönüşür insan bu hâle. Kendim, kendime yenik düştü. Ruhum ise seyirde. Umarım çıkmam karşına bir daha. Güvenmiyorum ya kendime söz veremem buna. Bazen kalbim yönetmeye kalkarsa beni gelirim belki yanına. Gelsem bile affetme o ayrı. Bana karşı öfkeni kaybetme ama beni de kötü bilme! Yalvarırım rüyalarıma da girme. Öyle bir serbest bırak ki beni sana ait olup olmadığımı göreyim. Nereye ait olduğumu bileyim. Vicdanıma esir verme beni. Dilin affetmesin beni ama lütfen kalbin affetsin. Affetsin ki ruhum bari vuslata ersin çünkü bedenim çürüdü buralarda.