Lavinya Dergisi

GÜNEŞ HÂLÂ TEPEDE
İrem ÇAKAR

Kaybolamayacak kadar yakın, geri dönemeyecek kadar uzaktayım.

Belki bugün biraz mutsuz hissediyorsun. Belki olması gerekenden geç uyandın, günü tükettiğini düşündün. Belki bugüne yalnız uyandın. Ve daha birçok olumsuzluk oldu. Hemen umutsuzluğa kapılma. Uyanık olduğun sürece yapılması gerekenler için her zaman süre vardır. Biz insanlar yapımız gereği olumsuz düşünmeye yatkınız belki de. Başımıza ufak bir olay geldiğinde bile onu büyütüp merkezimize koyuyoruz. Halbuki yaptığımız ne kadar yanlış farkında değiliz. Evet, geç uyanmış olabiliriz fakat bunu bütün güne yaymak ne kadar doğru? Asıl mesele geç uyanmak veya erken uyanmak değil. Bunu anladığını düşünüyorum. Mesele başımıza gelen küçük bir olayı genele yaymamayı öğrenmek. Ufak olumsuzluklar bizi yıldırmamalı. Aksine olayı lehimize çevirmeyi öğrenmeliyiz. Tabii ki kolay demiyorum fakat sen istersen her şeyi başarabilirsin. Tek bir şeyin yolunda gitmemesi her şeyin kötü olduğu anlamına gelmez. Ve her şeyin yolunda gitmesini beklememiz biraz hayata aykırı. Çünkü hayat sürprizlerle, karmaşıklıklarla ve belirsizliklerle dolu. Çevremden gözlemlediğim kadarıyla kimse belirsizlikten hoşlanmıyor. Hatta belirsizliği reddediyor. Sanki her şey yerli yerinde olmak zorundaymış ve hayat bize ayak uydurmak zorundaymış gibi. Halbuki biz birer yolcuyuz. Belirsizlikler elbette olacak. Yarın başımıza ne geleceğini bugünden bilemeyiz değil mi? Açıkçası bilmek isteyenleri de anlayamıyorum. Her şeyi bilmemek insanı biraz hafifletiyor. Her şeyi kontrol altında tutamayız. Hayatın güzelliği bence o belirsizliklerde. Sürekli bize bir şey öğretmeye çalışan bir öğretmen gibi. Bizi olgunlaşmaya hazırlıyor. Konudan fazla dağılmamak gerekirse; Güneş’i hâlâ gökyüzünde görebiliyorsan hiçbir şey için geç değildir. Eğer bugün battıysa Güneş, yarın tekrar doğacak ve hayallerine kaynak olmaya devam edecektir. Güneş’ini söndürme ve kimsenin söndürmesine izin verme. Güneş hâlâ tepedeyken sen hayallerini toprağa indirme.