Lavinya Dergisi

HASRET MEKTUBU
Mehmet BOYACI

Kimseye sorma kimse bilmez bende ki seni, Yalnız sen okursun gözlerim de kendini..

Sen diye bakar oldum her şeye. Seni görmek ümidiyle çıktım bugün evden. Sana rast gelirim diye bilmediğim yollara saptım bugün. Hani bana demiştin ya sen kocaman adım atıyorsun yoruluyorum sana yetişmek için diye, belki ayak izlerine denk gelebilirim diye adımlarımı kısa attım bugün. Yaşadığın şehre ayak basmadan kafamı yerden kaldırmadım. Seni göremeyeceğim manzara başkalarına güzeldir. Güzel gözlüm insanın elinden gelmeyen şeyler yüreğini kabartıyormuş. Hasretinden gözlerimin dolup içimin sızladığından biliyorum. Çıkıp sana gelmek dururken, insanlarla ve onların boş lakırdılarıyla uğraşmak gücüme gider oldu artık. Halden anlamayan insanlarla dolu bu dünya da kalbimi bilen olarak hep yanımda ol artık. İsyan ettirme beni. İçimde hala kavuşamamanın verdiği buruklukla yazmaya başladığım satırlar dönüp dolaşıp hasretinden dem vuruyor. Sevmenin diğer adı olmuş hasret çekmek. Hasret çekmeden seviyorum demek de ne bileyim tuzsuz yemek gibidir herhalde. Yüreğini verip sonra o yüreği onun hasretiyle yakmadan sevdim demek akılsız işi olsa gerek. Ben kendimi bildim bileli (seninle tanıştığım günden beri) hasret çekerim. Nazına sitemine eyvallah derim. Gel desen, ötesini berisini düşünmem gelirim. Bir çift sözüne bir ömür feda ederim.