Lavinya Dergisi

EKİM'İN HAVALARI BAŞKADIR
Zeynep KAHRAMAN

"Tutku bedeni ele geçirince, hırs aklı alt eder. Her günün ertesi bir öncekinden beter. Ruhumuz bile zamana esir artık! "

Sokaklarda esen her yelde, havadaki o sıcak çikolata kokusunda anımsarım seni. Yapraklarını döken her ağaca seni sorarım. Bıkmadan usanmadan gelmeni beklerim. Çünkü ben bu hüzün ayında seninle olmak isterim. Ekim’in o kasveti, bilirim baharın alâmetidir. İstanbul’da başka anılırsın lakin herkesin gözünde hep ayrılıktan yanasın. Söylesene hem bu kadar ürkütücü hem bu kadar şehvetli nasıl olursun? Senden korkan herkes sana aşık, dolaşır İstiklalde avare avare. Söyle şimdi bana, sana bağlı herkesin gönlünü virane edip ne diye sadakatlerini beklersin. Kara haberlerin ay’ısın sen. Yalnız kalmaların, bitap düşmelerin havalarını taşırsın. Sevdalıların ayrılığını ciğerlerinde hissedersin. Dikkat et çıkan yangınların küllerinde izin var tanırlar seni, ben hariç kimse bilmesin seni. Tek ben de saklı kal, yalnızlığımı yalnızlıkla silmem gerek benim. İflah olmam yoksa kış da gelse daha. Arada kalmışların havası, mevsimi, ayı olarak bu hayatın içinde sıkışanlardır senin dostun. Seni her halinle kabul eden, senden razı olan bil ki her daim onlardır. Şimdi sen de hakkını helal et, kırdığım olduysa eğer…