Lavinya Dergisi

KOKİNA
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

Kokina; yemyeşil yapraklarının arasında bulunan kırmızı boncuklara benzeyen çiçekleriyle her yeni yılda popüler olan bir bitki. Bakımı oldukça kolay ve zahmetsiz. Aslen Yunanca “Kokino” kelimesinden gelmekte. Avrupa ve Asya topraklarına özgü olan bu çiçek, ülkemizde halk arasında “Tavşanmemesi” ismiyle de bilinmekte. Peki, onu vitrinlerde başrol yapan ne olmakta? Rengi, kokusu, dokusu, ismi, cismi? Değil! Şans getirdiğine olan inançla, zirvede yer almakta. Efsaneye göre yılın son ayında eve kokina almak, alana şans ve bereket getirmekte. Efsaneyi bir adım öteye taşıyan bir diğer söylem, yılbaşı çiçeğinin yapraklarının ve meyvelerinin bir yıl boyunca hiç solmaması kişiye ev alacağını söylemekte. İnanılır veyahut inanılmaz eski hikâyeleri, gelenekleri yaşatmak isteyenler için çiçek, umudu simgelemekte. Kimlerin evinde kokina var ya da yok. Yaprakları ve çiçeği kalıcı mı gidici mi bilinmez ama çoğu ruh özünde arınmak istemekte. Gidenler, kalanlar, acılar, mutluluklar. Oysa sadece takvim yapraklarındaki rakamlar değişmekte. Hayallere dair gülümseyişler, zamana yüklenmekte. Yılbaşı bileti, tatil, aşk, huzur, sağlık, iş, çocuk, ev, araba hatta belki tarla. “Milyon bana çıkacak!” repliği bize çok tanıdık gelmekte. İnsan daima bir şey dilemekte. Yılın getirdiklerini kabul edip, götürdükleri ile vedalaşmak aralık ayına nasip olmakta. İçsel o yolculuğa birey, kalbindeki valiziyle çıkmakta. Belki de kendine yüzlerce soru sormakta. Mesela, en mutlu hissettiği an? Kim vardı yanında? En öfkelendiği, en üzüldüğü, en heyecanlandığı, en huzur duyduğu, en en en… Hedefler, amaçlar, seyahatler, aile ve hayat. Yeni ve eski haliyle pusula hangi yönü göstermekte? Aylar, yıllar, akrep ve yelkovan, saat işlemekte. Tombala, hindi, çam ağacı, hediye, Noel Baba, Ren Geyikleri... Oldukları gibi, oldukları kadar kabul ederek ilerlemek yaşama dair farkındalık getirmekte. Belki bu defa lazım olan bir buket kokinadır, belki de şarkının nakaratındaki gibi ”Bir demet Yasemen.” Ne fark eder, yakın, uzak gelecek. Şu kendine yapılan incelikler. Sayılar değişir elbet. İnsana daima, küçük ama iyi hissettiren şeyler gerek.