Lavinya Dergisi

HAYALLER VE HAYATLAR
Osman YAVAN

İnanıyorum ‘‘ Elbet Bir Gün! ’’ İnsan dünya’ da ne için var olduğunu anlayacak…

Hepimizin hayali veya hayalleri mutlaka vardır. Hayal kurmak güzel olsa gerek. Sanırım hepimiz bu konu da hemfikiriz. Herkesin hayaller alemi, dünyası çok başkadır. Hayatlarımız da böyledir. Farklı farklı yaşam şartlarımız, standartlarımız vardır. Hayal kurarken hayatın gerçeklerinden uzaklaşır hayaller alemine giriş yaparız. Büyüleyici etkisi sayesinde tamamen huzurlu ve mutlu hissederiz. Fakat sevgili dostlarım şöylede acı bir şey var ki; gerçekler! Gerçekler, can yakıcı özellikleriyle ön planda olsa da bazen bizleri sevindirir. Yani ufak bir matematik hesabıyla çoğunluk her zaman azınlığa galiptir. Her ne kadar çoğunluk galip olsa da bizim için hayati derecede önem taşıyan kavramlarımız var. Sabır, azim, gayret, inanmak, çalışmak ve pes etmemek! Evet hayal kurmak çok güzel ama hayallerine kavuşmak çok baş bir şey olsa gerek. “Hayal ve Hayat” kavramları üzerinden yazmak istememin sebebi hem kendi hayatımda hem de şahit olduğum olaylar karşında çok farklı tecrübeler edindim. Tabi ki hepsini paylaşmam mümkün değil. "Hayal ve Hayat" kavramları arasındaki ilişkiyi anlatarak devam etmek istiyorum. Hayal ve Hayat: Gerçekle İdeal Arasındaki Dans. Hayal ve hayat, insan varlığının özünde derinlemesine bir ilişki içerisindedir. Hayat, gerçeklikle yüzleştiğimiz, duyularımız aracılığıyla deneyimlediğimiz bir serüven iken, hayal ise zihinsel bir oyun alanıdır. Ancak, bu iki kavram arasındaki sınır çizgisi belirsizdir ve birbirlerini etkileyerek varlıklarını sürdürürler. Hayal, insanın özgürlüğünü, sınırlarını aşmasını sağlayan bir güçtür. İdealize edilmiş dünyalar, yaratıcı fikirler ve geleceğe dair kurulan düşler, hayalin ta kendisidir. Hayal gücü, insanın sadece mevcut durumu değil, aynı zamanda potansiyelini de kucaklar. Bu, hayatı sadece bir dizi olaylar zinciri olarak değil, aynı zamanda birçok olası senaryo ve olasılıkla dolu bir deneyim olarak görmemizi sağlar. Ancak, hayal ile hayat arasındaki dengeyi sağlamak önemlidir. Çünkü hayal, gerçekliği yansıtmayan bir kaçış noktası olabilir. İdealize edilmiş hayaller, gerçekleşmeyecek beklentilere dönüşebilir ve bu da hayatın karmaşıklığı içinde kaybolmamıza neden olabilir. Bu noktada, hayal ile hayat arasındaki dengeyi kurmak, hayalin motivasyon kaynağı olarak işlev görmesini ve gerçek dünyada somut adımlar atabilmemizi sağlar. Hayat, hayalin gerçekleşme potansiyelini taşır. Hayallerimizi gerçekleştirmek için çaba sarf etmek, yaşamımıza anlam katar. Gerçek dünyada yapılan eylemler, hayalleri birer adım daha gerçeğe dönüştürür. Bu nedenle, hayal ile hayat arasındaki etkileşim, insanın varoluşunu zenginleştirir. Sonuç olarak, hayal ve hayat birbirinden ayrılamaz bir ikili olarak varlıklarını sürdürürler. Hayal, insanın özgürlüğünü genişletirken, hayat da bu hayalleri gerçekleştirmenin sahnesini sunar. İnsanın içsel dünyası ile dış dünya arasındaki bu etkileşim, hayatın anlamını derinleştirir ve bize hem hayallerimizi kurma özgürlüğü hem de onları gerçekleştirme sorumluluğu verir. Hayallerimizin peşinden giderken çoğu zaman zorluk derecesi yüksek olaylarla ile karşı karşıya kalırız. Bu olaylar bir çoğumuza sabır, gayret, azim, disiplin, sıkı çalışma gibi insanı olumlu yönde etkileyecek kavramlar katar. Bunun yanı sıra elbette olumsuzluklar da olacaktır. Fiziksel ve mental yorgunluk. Bazen yorgunluk mental gücümüze karşı koyacak, isteksizlik oluşacaktır. Sabrımız tükenecektir. Anlatmaya çalıştığım şey aslında hayal kurmak güzel ama gerçekleri de unutamamak gerekiyor. Hayatımızı idame ettirmek için sadece besin ve gıdalardan alacağımız mineral ve vitaminlerin yanı sıra beyinsel aktivite gücümüzü artıracak girişimlerde bulunmalıyız. Beynimizi okuyarak, araştırarak, öğrenerek sürekli aktif halde tutarsak hem gelişme yeteneğimiz hem de mental anlamda daha güçlü bir psikolojiye sahip oluruz. Elbette aşılan bütün engellerin mükâfatını alacağız. Bizim için asıl olan burada hayal dünyamız ile gerçek dünyamız arasına hayatımızı sıkıştırmadan dengeli, tutumlu, istikrarlı ve sabırlı olarak ilerlemek. En önemlisi de meraklı olmaktır. Bilgiye aç bir beynin merak seviyesi daha yüksektir. Tabi ki sadece kendisini geliştirmek isteyen insanlar için geçerli bir kural. Gerçekçi olmak gerekirse “Herkes kendi kararlarını alıyor ve sonuçlarını tek başına yaşıyor.” Bu yüzden her ne durumda olursanız olun asla hayal dünyasının içerisinde gerçek bir hayatınızın olduğunu unutmayın. Hayal kurun ama hayatın gerçek yanlarını unutmadan. Duygusal zekânız ağır basıyorsa mantıksal karar almakta zorlanırsınız. Mantıksal zekâ bizlere gerçekçiliği ve radikal kararlar almamızda yardımcı olur. Duygusal zekâ ise bize zarar verebilir. Elbette duygusallığa ihtiyacımız var ama gelişim noktasında, hayatımızda bizlere olumsuz yönde etki etmesi kaçınılmazdır. Olumsuzluklar her zaman olacaktır. İyi ya da kötü olan bir şeyi kendin için zıddına çevirmek senin elinde olandır. Bireysel anlamda bunu yapabilirsin fakat genel anlamda bu durum daha zor ve neredeyse imkânsız derecesindedir. Kazandığımız bölüm tercih ettiğimiz üniversite de yeterli eğitim seviyesinde olmayabilir. Bu şu demek değildir. Ben bu işi yapamam. Aksine daha çok çalışma ve gayret etmenize sebep olacaktır. Önemli olan sizin diplomayı almış olmanız değil, aldıktan sonra neler yaptığınızdır. Hayatımız, hayaller ve gerçekler kavramı içerisinde sıkışıp kalsa da asla vazgeçmek yok! Hayatınız da her zaman asıl planlarınızın haricinde mutlaka çözüm odaklı yedek planlarız olmalıdır. Bir defa gelip gideceğimiz bu dünyada sadece kendiniz için merak edin, okuyun, çalışın, öğrenin, sabredin ve sonunda göreceksiniz ki aslında hem kendiniz için hem de diğer insanlar için faydalı şeyler yapmışsınız. Ve o an hayatın gerçekleri yani hayallerimizin önünde ki o büyük engeller birer birer eriyip yok olacaklar. Ne duruyorsun hadi başlayalım o zaman! Bugün sana tertemiz bembeyaz verilen 365 günün 3. günü. Kalemini al ve doldurmaya başla... Unutma insan ne yaparsa kendisi için yapar. Bir yerde okumuştum. Şöyle yazıyordu; Psikoloji der ki; Kendine iyi bakmaya başladığın zaman, daha iyi hissetmeye başlarsın. Daha iyi hissettiğinde, daha iyi görünmeye başlarsın. Daha iyi görünmeye başladığın zaman, dikkatleri ve iyi şeyleri kendine çekersin. Her şey seninle başlar.