Lavinya Dergisi

TAMİRCİ ÇIRAĞI
Şaha ÇİMEN

Her şey insanın kafasının içinde başlar ve biter.

Hepimizin hayatında yer etmiş şarkılar vardır. Bu şarkıları ne kadar dinlersek dinleyelim, bizim için eskimeyen türdendir. Her dinleyişimizde aynı duyguları tekrar tekrar yaşatır. Bazen hikayesi hikayemize benzediği için, bazen de o şarkılarda anlatılan hikayeyi kendimize uygun gördüğümüz içindir. Çünkü şarkılar ya yaşadığımız hayatı anlatırlar, ya da hayalini kurduğumuz hayatı. İşte birçoğumuzun hikayesini iki anlamda yansıttığını düşündüğüm Cem Karaca'nın ölümsüz eserleri arasında "Tamirci Çırağı" da böyle bir şarkı gibi gelir bana. Yaklaşık 7-8 sene önce, Barış Akarsu'nun yorumuyla tanıştım bu şarkıyla. Her dinlediğimde içimi farklı duygular kaplardı. Sözleri, hem aşkı hem de ekonomik zorlukları dile getiriyordu. Cem Karaca'nın bu şarkıyı piyasaya sürdüğü yıllarda, insanlar bunu sadece politik bir bakış açısıyla değil, aynı zamanda derin bir duyguyla da dinliyorlardı. Bu sabah, yıllardır dinlediğim bu şarkının hikayesini merak ettim ve bir araştırma yaptım. 1975 yılından bu yana hala dinlenen bu eserin bir hikayesi olmalıydı. Cem Karaca'nın bir röportajında, şarkının ortaya çıkışını anlattığını gördüm. O dönemde, bir deniz motorunun tamiri sırasında tanıştığı bir Tamirci Çırağı' ndan ilham aldığını söylüyor. Şarkı, fakir bir çocuğun zengin bir kıza olan aşkını konu alırken, aynı zamanda politik bir mesajı da taşıyordu. Karaca'nın ifadelerine göre, şarkı sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda işçi sınıfının güçsüz konumunu ve yaşadığı imkansızlıkları da yansıtıyordu. Şarkı, bu yönüyle de dinleyicilerine derin bir düşünce ve duygu yolculuğu sunuyordu. "Tamirci Çırağı", Cem Karaca'nın yetenekli müzikal anlatımıyla ve derin anlam yüklü sözleriyle unutulmaz şarkılar arasında yerini almıştır. Dinleyenleri, yaşadıkları zorluklara karşı direnmeye teşvik ederken, aynı zamanda umudu da simgeler. Bu şarkı, geçmişten günümüze birçok insanın hikayesini anlatırken, her dinleyişte farklı duyguları yaşatmayı başarıyor. Yaklaşık 50 yıldır da hayatımızdaki baş ucu şarkılardan biri oluveriyor. Şarkıyı dinleyen kimi aşıklar bahsedilen romandaki gibi bir umuda sarıyorlar kimisi de ekonomik anlamdaki eşitsizliğin yıllar yıllı son bulunamayacak bir sorun olduğuna kanaat getirerek hayatın önlerine sunduklarına eyvallah diyerek kabulleniyorlar. Her sene 1 Mayıs İşçi Bayramı'nda emekçilerin duygularını ifade ettikleri "Tamirci Çırağı" şarkısıyla ilgili son cümlelerimi yazarken aşağıya da şarkının sözlerini bırakıyorum. İyi dinlemeler...

"Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar
Elleri ak yumuk yumuk, ojeli tırnakları
Nerelere gizlesin şu avucum nasırları
Otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye
Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye
Ayağında uzun etek, dalga dalga saçları
Ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları
Bir romanda okumuştum buna benzer bir şeyi
Cildi parlak kağıt kaplı, pahalı bir kitaptı
Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
Yine böyle bir durumda tamirci çırağına
Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
Arkası puslu aynamda taradım saçlarımı
Gelecekti bugün geri arabayı almaya
O romandaki hayali belki gerçek yapmaya
Durdu zaman, durdu dünya, girdi içeri kapıdan
Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan
Arabanın kapısını açtım, açtım girsin içeri
Kalktı hilal kaşları, sordu kim bu serseri
Çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum
Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum
Ustam geldi, sırtıma vurdu, unut dedi romanları
İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları
İşçisin sen işçi kal