Lavinya Dergisi

ÇİÇEĞİN COŞKUSU
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

Çiçekler, pek çok özel günün mimarları. Kimi aşkı anlatır, kimi özlemi veyahut hatıraları. Onlar mitolojik hikâyelerin de kahramanları. Yazılır, çizilir sembolik önem ve anlamları. Nergislerden, sümbüllere, karanfillerden günebakanlara süslerler masalları. İnsanları çiçeklere çevirir Yunan ve Roma tanrıları. Su perisi Paeonia’ya Apollon’un âşık olmasıyla başlar, mahcubiyetin temsilidir şakayıkların varlığı. Afrodit ve Adonis’in trajedi ile biten sevdasının geride kalanıdır anemon çiçeği. Bu nedenle derler ki bizzat ifade eder kayıpları ve karşılıksız aşkı. Çiçekler, dünya üzerindeki birçok kültürün değerlileri. Biri baharın gelişi der, bir diğeri ölümün bakışı. Yarı tanrı Orchis ile bağlantılanır orkide çiçeği. Bilinir ki; çiçek Orchis’in güzelliğini temsil eder, çift soğanlı kökleri de işlediği büyük günahı. Bir gün çiçek tanrıçası Chloris’in ormanda dolaşırken nefes kesici güzellikteki bir perinin ölü bedeni ile karşılaşması ile doğar gül. Böylece şu unvanı alır: “Çiçeklerin Kraliçesi” Çiçekler, insanoğlunun ve dâhi Küçük Prens’in eşsiz arkadaşı. Bazısı evimin neşesi sıfatını iliştirir yanına, bazısı balkonumun gözbebeği. Her birinin bakımı farklıdır ama yine de benzerler insan doğasına. Devetabanı salonları sever mesela, nem arar büyüme esnasında. Ofislerde mutludur aloe vera, bahçeye eken ne bekliyor acaba? Banyo ister aşk merdiveni. Mutfaklara bayılır sukulent. Gölge diye haykırır sarmaşık. Onu güneşe koyan ev sahibinin belli ki aklı karışık. Her yanına eşit bakım ister kurdele çiçeği. Yaz aylarında günaşırı toprağının kontrol edilmesinden hoşlanır çiçek barış. Bu detayı atlayanın geleceği nokta, sona varış. On beş derecenin altında yaşayamaz güzmanya. Dikenine katlanmak cümlesi gelir akıllara. Çiçek açmak ve zarifçe tebessüm etmek. Benzemek ve benzeşmek. Vazoyla saksının farkını bilmek. Hangisini sevmek? İçindekine sormak! Onu tanımak! Anladığı ve anlaşıldığı ortamda serpilmek. Papatyalardan taç yapmak. Gülümsetmek! Paeonia, Apollon, Afrodit değilmi ki yüzyıllar öncesinin benzer cümlelerini seçmek. Tek doğru değil kadınların çiçek sevdiği. Önem teşkil eden bukete duygu yükleyen sevgililerin varlığı. Kolay değil mi suçu üzerinden atmanın rahatlığı? Hayret! Sulamadığınız çiçeğin kurumasını nankörlük olarak nitelendirmek! Şımartmaktan korkmak! Peki, bunun sakıncası ne olmak? Belki kaçış yolu kelimeleri bakımı en kolay şımarık çiçeğine bağlamak. Soldurmamak! Bir mahsuru olmamak! Oysa yaşayan bilir, ne kadar keyiflidir, yerini seven çiçeğin coşkusunu seyre dalmak.