Lavinya Dergisi

HYDRA’NIN BAŞLARI
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

Canavar nedir? Beş gözlü, altı bacaklı, yassı kollarıyla karanlığı yaran bir yaratık mıdır? Geceleri sokaklarda gezinen, gölgelerde pusuda bekleyen bir figür müdür? Yoksa insanoğlunun içinde, kimsenin görmediği ama her geçen gün büyüyen bir dev midir? Hırslarıyla beslenen, ölümsüzlük isteğiyle çoğalan, arzularıyla şekillenen o yaratık. Tıpkı onun gibi…
Hydra; Yunan mitolojisinin en karanlık canavarlarından biridir. Bataklıkların derinliklerinde saklanan, dokuz başlı bir su yılanıdır. Bir başı kesildiğinde, yerine iki baş çıkar. Onu öldürmek isteyenin sadece gücü yetmez; sabrı, aklı ve iradesi de sınanır. Herakles, Hydra’yı alt etmek için ateşe sığınır. Başları kökünden yakarak sonsuza dek yok etmeye çalışır fakat başarılı olamaz. Rivayete göre Hydra, başka bir biçimde ve bedende yaşamaya devam eder ama insanoğlu Herakles kadar cesaretli değildir. O, kendine zarar veren başlarını besler, büyütür, kesmek yerine çoğaltır. Kazandıkça kaybeder, doydukça daha da acıkır. Her şeyin sahibi olmak isterken, ruhunu kaybeder. Hırsı ve bitmez öfkesi onu çıkmaz bir döngüye hapseder. 
Aşk, insanoğlunun en derin arzularından biridir. O kulvarda bile herkesi ve her şeyi sevmek ister fakat en sevdiğinin kıymetini bilmez. Onun saçını okşamayı unutur. Böylece yıllar içinde ilmek ilmek işlenmiş ilişkiler belki merak, belki fazlası için kaybetmenin habercisine dönüşür. İçindeki Hydra onu yalnızlaştırır. Karanlık gölgelerde çıkmaz labirentlerde heyecan aratır. Kibir, yüreğine zehir gibi yayılır. Takdir, tevafuk ve hayr boşlukta kalır, insan yanılır.
Canavar uyumaz, tetikte daima gücü bekler. Oysa gerçek güç, her kaybedişte yeniden dirilmeyi öğrenmekte yatar. Hydra’nın kesilen başlarının yerine çıkan yenileri gibi, olumlu dönüşümlerle doğar. Lakin bu dönüşüm, yalnızca tutkularını dizginlediğinde, kötü hislerini törpülediğinde gerçekleşir. Sokrates’in dediği gibi: “En faziletli insan; ruhen yükselmeye çalışan, en mutlu insan da; yükseldiğini duyandır.”