Lavinya Dergisi
ZAMANIN SESSİZ TANIKLARI
“Çocukluğumun Ankara Garı
Çağın hızına inat
Trenler yavaş
Değişim kaçınılamayan
Kuş tüyü kadar hafif
Zamanın içinde akarken
Naifliğini seviyorum bu yaşamın
Yol kısa
Zamansa uçuyor”
Ankara (Eski Gar)- 2023
Her şeyin hızla değiştiği, zamanın biz anlamadan aktığı bu çağda tren garları en sevdiğim yerler. Onlar zaman sığınaklarım, benim. Çağın hızına inat hala var olan eski trenler ve tarihi tren garları! Modern olanlarından hiç mi hiç hazzetmiyorum. Mimarisi oldukça itici ve insanın ruhunu öldüren cinsten. Bin bir telaş içinde koşturduğumuz bu günlerde, eski tren garları ise ruhumuza dokunan birer hatıra gibiler.
O tren garları ki; birçok ayrılığın, birçok kavuşmanın şahidi. Karın ilk yağışına, güneşin doğuşuna tanıklık etmiş. Kimilerinin hayallerine giden yolculuğun başlangıcı, kimilerinin yaşamlarında birer varış noktası. İçinde mola veren, nostaljisi anılarımıza götüren o eski trenler ise çeşit çeşit memleketin tanığı. Onlarla, sanki zaman daha yavaş akıyor ve bir zaman yolculuğunun içinde gibi manzaraların arasında kayboluyoruz. Rayların üzerine dökülen her kilometre geçmişin derinliklerine, sesi kulaklarınızda çocukluğunuza götürüyor sizi...
O eski samimi, sıcak ve sevecen günlere…
Düşünün ki o kara trenlerden birindesiniz:
Bir trenin içerisinde değil de zaman makinasındasınız; duraklar, manzaralar, hepsi geçmişte anılara açılan sihirli birer kapı. Bir albümün sararmış sayfalarını çevirircesine.
Sonra, bozkırda bir köyden geçerken trenin gelişini dört gözle bekleyen, heyecanla el sallayan o çocukları görüyorsunuz. Son istasyona yaklaşınca tren, herkes kendi hikayesine dönmeye hazırlanıyor yani gerçekliğine dönme vakti geliyor. Zaman sığınağınızdan çıkıyorsunuz ve veda ediyorsunuz bu zaman yolcuğuna, zamanın sessiz tanığına.
Fotoğraf: Sebastião Salgado, Church Gate Station, Mumbai, India, 1995