Lavinya Dergisi
YAZMAK VE HEMINGWAY
Kelimeler…
Kelimeler bazen bir kılıçtan keskin, bazen bir tüy kadar hafif olabilir. Doğru yer ve doğru zaman ile birleştiğinde ise gücüne güç katması ile bilinir. Birinin kalbine dokunmak, hiç beklemediği anda onu sarsmak, nice gerçek ile yüzleştirmektir. Bazen bir ses, insana unutmaya çalıştığı ince acıyı hatırlatır. Bir şarkının sözleri biten aşkını anımsatır. Tek cümle, hiç yaşanmamış hayatın yasını tutturur. Şehre gelen yabancı, gideni hatırlatır. İşte yazmak ve konuşmak budur. Kelimelerle insanın bam teline basmak olarak tanımlanır. Gerçek bir söz cambazı olmak, sadece anlatmak değildir. Yazar; kurgu hikâyelerle bir dünya kurmaz. O dünyanın içine okuyucu da çeker. Onun gözünden bakar, kalbiyle hissettirir. Ustalık; salt zihne odaklanmaz, ruha dokunur. Çünkü iyi bir metin yalnızca okunmayıp, yaşanması ile meşhurdur.
Gündelik hayatta da böyledir. Kimin neye üzüldüğünü, hangi hassasiyetlerle bezendiğini bilmek imkânsızdır. Aynı cümle, birine sıradan gelirken, bir başkasını çok derin o kâbusa götürebilir. Söz öbekleri umudu yeşertebilir, bir diğer seçenekse sonsuz hüsranı aralayabilir. Bu, ağızdan çıkan kelimelere iki defa dikkat edilmesini gerektirir. Çünkü söylemden sonrası dile ait değildir. Asılı kalır, başka bir zihinde ve yakın geçmişte, yeni bir anlamla şekillenir. Kelimeler, insanların ruhlarında farklı yankılar uyandırır. İnsanoğlu çözümlenemeyen bir varlıktır.
Ey okur; işin sırrı, her zaman uzun anlatılarda değildir. Bazen tek bir satır, sayfalar dolusu kitaptan fazla şey söylemektedir. Önemli olan kişinin ne kadar konuştuğu veyahut yazdığında gizlenmemiştir. Büyük laflar etmeye gerek yoktur. Bazı boşluklar, kelimelerden daha gürültülüdür. Söylenenler kadar, söylenmeyenlerde gizlidir. En güzel örneğiyse yıllar öncesinde geçmiştir. Efsane demiştir ki; 1920’lerde Nobel ödüllü Ernest Miller Hemingway bir cemiyet toplantısında, onu çekemeyen edebiyatçılardan birinin yeteneklerini sorgulaması üzerine onunla bir tartışmaya girmiştir. Karşıt tez on kelimeden oluşan etkili bir hikâye yazmasını istemiştir. Bahisler açılıp, iddialara tutuşulmuştur. On kelimeye dahi ihtiyaç duymayan yazar, altı kelime ile kalemini konuşturmuştur:
“Satılık ilanı: Bebek ayakkabısı. Hiç giyilmemiş.”