Lavinya Dergisi

AYNADA GÖRDÜKLERİMİZ
Übeyda KARADAĞ

“Kaybettiklerin seni sen yapar. Elinden gidene üzülme sana ne kattığına, giderken neleri götürdüğüne değil, sende ne bıraktığına bak, her daim✨”

Kendini sevebilmek için önce gerçek sevgi ne onu öğrenmek gerek.

Bugüne kadar sevgiye dair bildiğin tüm kalıp tanımları unut, sıfırdan bir açıklama yarat kendine. Geçmiş acılardan yaşadığın onlarca kalp kırıklığından incindiğin her andan ve başaramadım diye düşünüp kendini suçladığın her durumdan uzak bir açıklama. Onların sende bıraktığından çok çok uzak bir açıklama.

Sevgi karşılık beklemez sevgi incitmez,  sevgi yara açmaz. Kaldır kafanı hemen ve bir aynaya bak, gördüğün her ne ise olduğu gibi sev çünkü hakkın olan sevgi aynada gördüğünden çok daha bağımsız ve çok daha fazla, kendinde yaralar açma.

Sevgi affeder, bağışlar; sevgi kıyamaz.  Olduğun gibi kabul et kendini, hatalarınla kusurlarınla daha doğrusu seni sen yapan kusur sandığın en güzel yanlarınla... 
Bir başkasına nasıl şefkatle yaklaşıyor incitmeden sevmeye çalışıyorsan kendine de öyle yaklaş.

"Kişi kendine acımasızca yaklaştıkça günün sonunda acıdığı tek şey kendisi olur." 

Yaşlı gözlerle aynaya bakan, kendini beğenmeyen başarısız bulan ve buna inandıkça gerçekten inandığı o şeye dönüşmeye başlayan onlarca insan. Aynada gördüğün bedeni kabul et. Aynada gördüğün seni kabul et çünkü baktığın aynada, gördüğünden çok daha fazlasısın sen . Her sabaha gözünü açarken yaşadığın sancıları o sancılara rağmen nasıl yataktan çıktığını, sabahlara kadar emekler verip yaptığın o çalışmalarını, düşüşlerini kalkışlarını gör o aynada, ne olursa hep ayağa kalkışlarını. Bir başarısızlık mı yaşadın, kabul et.  Terk mi edildin, kabul et. Dur ve yalnızca yaşantında başına gelmiş her şeyi tam şu anda kabul et.  İnkar ettikçe sebep aradıkça öyle yapsam kazanırdım böyle yapsam olurdu şöyle olsam kalırdı dedikçe asla kendini bulamayacaksın. Olmadı diyebil, olmuyor ama daha iyisi olacak diyebil, kabullenebil.

İnan o zaman gerçekten nefes almaya başlayacaksın.

Kabul ettiği zaman iyileşmeye başlar insan. İyileşmek biraz sancılı bir durum. Zaman alır iyileşmek ama aslında iyileşmeyi getiren zaman değil, kabul etmektir. Yaşanmışlıklar, yapılan haksızlıklar, bitmeyen öfke dinmeyen ağrı..

Kısacık ömürde bunlara gerçekten gerek var mı?

Hayatta yeterince olumsuzluklar var; ekonomik sıkıntılar, gelecek kaygısı, hak arayışları. Herkesin gün içinde aynaya baktığında bir şey görebilmek uğruna verdiği mücadeleler yeterince yük olmuyor mu zaten hepimize?

Kendine daha da yüklenme. Sev kendini; önce kendimizi sevelim ki, sevebilelim birbirimizi.