Lavinya Dergisi

BİLMEZDİM…
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Bilmezdim ölümden önce ölmeyi
Bilmezdim yaşarken ölüleri görmeyi
Bilmezdim mezarlıkların kahvehaneden daha sesli olduklarını
Bilmezdim görmek isteyene
Gecenin gündüzden daha aydınlık olduğunu
Zaman geçiyor elbette
Yaş alıp eskitiyoruz bedenlerimizi
Ummansız bir okyanusun içindeyim
Savrulduğum son nefesim yabancı değil bana
İlk nefesimle aynı hisleri yaşıyorum
Her şey eskisi gibi
Ayakla dalak hariç
İhtiyarlamış ciğerlerime dönüpte baktım bir
Sigara dumanıyla kaplanmış
Kederle örülmüş her bir yanı
Sevda sevda diye inlettiğim geceler
Bu benimki sevda değil
Yaşam mücadelesi veriyorum kendimle
Yendiğim an özgürüm
Ve yendiğim an mağlup
Elim kolum bağlı
Yaşlandım da biraz geçmişe göre
Hani ilk halim olsa çoktan bitmişti savaşım
Gerekirse vura kıra giderdim kendimden
Şimdi kolumu kaldırsam
Ertesi güne bacağım ağrıyor
Hani insanın bir demi varmış ya
İşte ben o zifirinin içine düşmüş
Dibini sıyırmışım meğer
Güzelliği gerçek değilmiş bu serabın
Çekiciliği yokmuş öyle aman aman
Ben körmüşüm görmeye
Ben aldanmışım meğer
Kendi kendime çelme takmış
Aşk ağına kendim düşürmüşüm kendimi
Geçmiş intikamını alıyor belki
Yahut gelecek gelmemek için ayak yapıyor
Dedim ya düşmüşüm zifirinin içine
Dibini sıyırırken görmüşler beni
Mutluluk az ötede bekliyor diye diye
Tüm çiçekleri ezip
Sonunda kalmışım kaktüsle baş başa
Bilmezdim böyle olacağını
Bilmezdim kalbimin tekleyip aklımın duracağını
Hani bir işaret verseydi şu tecrübelerim bana
Ben düşmezdim böyle bir kuyuya
Böyle bir çukura…