Kadının siyasette var olması toplumun hem sosyal ekonomik  hem de politik açıdan kalkınmasını  sağlar. Kadınların karar alma süreçlerinde yeterince bulunamaması öncelikle bir demokrasi meselesidir. Demokrasinin temel unsurlarından biri eşit temsildir. Siyasete geçmişten günümüze bakacak olursak dünyada eşit temsil eksikliğini ve kadın temsilinin düşük düzeyde olduğunu açık bir şekilde gözlemeyebiliriz. Kadın temsilinin düşük düzeyde olmasının altında yatan sebep ‘kadınların siyasete olan ilgisizliği‘ olarak nitelendirilse de bu doğru değildir sebep tamamen toplumun kadın üzerine çizdiği rol ve cinsiyet eşitsizliği kaynaklıdır. Eril ideolojinin hakim olduğu toplumlarda kadınlara dayatılmış olan roller kadının siyasete adım atmasın önünde bir engeldir. Gelenek görenekler ve kalıp değer yargılar ile şekillenen toplumsal kültür erkeği siyasette daha görünür hale getirirken kadının daha geri planda kalmasına sebep olmaktadır.

Bu durum kadın ev işi yapmalı elinin hamuruyla erkek işine karışmamalı tarzı yaklaşımlarla siyasetin aslında sadece erkek işi olduğunu vurgulayan bütün anlayışları yıkacak çok sayıda kadına ihtiyaç duyduğumuzu bizlere göstermektedir.

Kadınların siyasette daha görünür olması demokratik yaşamın güçlenmesini ve cinsiyet kaynaklı eşitsizliklerin en aza inmesini hatta yalnızca siyasette değil, günlük birçok yaşamda da bu eşitsizliğin önüne geçmemizi sağlayacak.  Bunun için de kadınların siyasette eşit oranda veya kritik eşik olarak kabul edilen en az % 30 oranında yer almaları gerekmektedir.

Siyasette kadın temsilinin arttırılması için en çok başvurulan çözüm cinsiyet kotasıdır fakat bu Kotaların uygulanmasına dair maalesef ki eksiklikler vardır ve bu eksiklerin aşılması için harekete geçilmelidir. Örneğin, Gürcistan’da parti listelerinin ilk 10 sırasında en az yüzde 30 kadın ve erkek aday olduğu durumlarda, siyasi partiler yüzde 30 daha fazla ödenek almaktadır. 

Veya  anayasal düzeyde belirlenmiş kota uygulamalarının, sonuç alma noktasında gönüllü kota uygulamasına göre daha etkili olduğu söylenebilir.

Örnek olarak, Tunus’ta 2017 Nisan ayında yasal değişiklikle partilerin listelerinde eşit sayıda kadın ve erkeği aday göstermesi şart koşulmuştur. Belediye seçimlerinde eşit sayıda kadın ve erkek aday olması şartı sonucunda Mayıs 2018’deki belediye seçimlerinde seçilenlerin yüzde 47’sini kadınlar oluşturmuştur.

Kadınların siyasette var olması için çok fazla çözüm yolu bulunabilir, partilerin teşvik edici yaptırımlarının yanı sıra konferans ve seminerler ile toplum bilinçlendirmesi de çözüm yollarından biri olabilir. Seminerlerde kadınların daha demokratik bir yapı oluşturacağı dile getirilerek kadınların liderlik rolüne olan bakış açıları değiştirilebilir ve daha geniş perspektifte bakmaları sağlanabilir.

Kadının siyasetteki yeri, yalnızca kadının siyaset içerisinde fiziken var olması ile değil siyasetteki “anlamı” ile bütünleşirse de sağlamlaşmış olur. Yani kadın sorunlarının farkında olan kadınlar tarafından siyaset yapılması eril bakış açısının da kırılmasına olanak sağlar fakat kadınların sorunlarını göz ardı ederek erkek egemen bakış açısıyla siyasette var olan kadınların sayısı artarsa siyasetteki eril ideoloji artarak hakimiyetini sürdürmeye devam eder. Kadının siyasetteki önemini vurgulamamız ve kadın sayısını arttırmak İçin verdiğimiz mücadele yalnızca kadın ve erkek eşitliğini sağlamak değil kadının varlığının topluma ne kadar iyi geleceğini ve daha demokratik daha çözüm odaklı sonuçlar elde edileceğini göstermiş olmaktır.