Lavinya Dergisi

BENCE ARTIK
Bedire AKARAY

Ve akıl sessizce kalbin bagajına saklanır. Yakalanmadan geçebilsin diye dua eder dünyanın sınırından.

Bence artık
Çiçekler kendilerinden biri gibi görmüyor beni
Oysa ben solmadım
Koparılmadım da bahçemden
Ayrılmadım çeyrek adım da olsa toprağımdan
Ama çok koştum
Kaçarım sandım saray bakışlı zindanımdan
Kaçamadım
Tam çıkıyordum kapıdan
Kuyruğu avizeye takıldı tacımın
Meğer
Kurşundan tüm bu yollar
Yanmış tekerler ve olmayan kaldırımlar
Beni senden uzaklaştırabileceğini sanan her akrep
Ve yardakçısı ikircikli yelkovanlar
Nöbet değişimindeyken kalbim ile aklım
İkisinin de gözlerini oymuşlar
Ne çığlıklarını duydum
Ne yokluklarını hissettim
Hayretengiz bir hikayeydi bu
Anlatmayacaktım kimseye
Söz vermişti mezarım bana
Taşımaya dayanamadığın an sana sarılacağım diye
Ben dayanamadım
Ama o sarılmadı
Dünyaya sıkıştı eteğim
Ölüm terk etti beni
Ölüm bile terk etti
Gerçekten bir çiçek olsaydım ben zaten
Toprak bu kadar nefret etmezdi ki benden
Yine de aşmaya çalıştım seni
Yakabilir miydi tek bir katrecik
Cepler dolusu tuzu
Ah katrecik
Şeytanın manikürcüsünün saçından damlayan en soğuk tersin sen
Kaç mevsim dolusu fırtına
Seni boğmaya yetecek kadar derin bir okyanus saklıyor
Hangi balığın kuyusu seni yutacak kadar büyük
Hangisinin çölün midesi bir daha çıkamayacağın kadar dipsiz
Ah katrecik
Düşman içerden olunca
Kilit tutmamış aynan
Ya ben
Ya benim penceresiz merdivenim
Sen benim alnımda
Düş oradan desem akarsın
Ak desem kaybolursun düşlerde
Bulamazsın orada
Benim gözümdeki bebekler
Camdan sokağı izleyen iki sağır ihtiyar
Ah katrecik
Bir uçurum o ıkınan bakışlar
Topraktan bile zalim
Ölümden bile bencil
Oysa ben hayatı istemiştim
Ömrüme çelme takana dek sırça gamzeler
Dokununca yumuşak
Sevince kıyamet olan sevgili
Ve kalp
Gözlerden kanar sevgili kıyamet
Bazen hilalin iliğini kurutana kadar
Yıldızlardan ebediyet dilenir kar
Titrer çatlar bulutlardaki camdan kalıplar
İşte o gün süslü püslü kuşlar yerine
Kanla yıkanmış taşlar göğe yağar
Ne kışı dinler ne asrı
Toprağın tiksinip attığı yüklerin
Bu yüzden emlakçısıdır rüyalar
Sisten çadırlarda
Göçebe mezarlar araf için kaynar
Baharda yanmaktan utanan bir demet alev
Doyamaz cemrenin ellerini tutmaya
Bazı dillerde kibrite dönüşür
Tek günahı ısınmayı istemek olan dudağı
Ölümü teğet geçirircesine boğar buza
Güneşi çatlatan gözler
Onlar cemrenin gözleridir
Düştüğünde kırılmaz
Kıvılcım gibi yırtılır çamurda
Şahdamarımın en kırmızı kısmından ısırırken
Kelebeğim diye okşadığım yarasa
Sende orada olur musun katrecik
İkindi beyazı sinendeki lacivert güvercinler
Sekiz bacaklı yangınlara dönüşürken
Oysa çiçeklere cehennem bile kıyamazdı
Yoksa sen cehennemden de mi kovulmuştun katrecik
Ama boşver bunları
Kalmamış evcil ipek böceğimin midesi kadarcık bile önemi
Bence artık
Çiçekler kendilerinden biri gibi görmüyor beni