Lavinya Dergisi

MAHUR BESTE…
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Sana korku dolu bir gece,
Bana matem dolu yalnızlık,
İkimizde yaralıyız artık,
İkimiz de o mahur beste,
Şimdi konuşsan da nafile,
Bir köşeye çekilip sussan da,
İçimizde bir yangın bizden büyük,
Su tutsan da nafile,
Rüzgarınla harlasan da,
Hadi diyelim bugünü atlattık,
Yarın yine hatırlanacağız o sokakta,
Kaldırım taşı da olsa,
Yol kenarında ki bankta olsa,
Hatırlatacak seni bana, beni sana,
Kalmadı bir hesabım, bir kitabım bu aşka,
Nasılsa müebbetiz,
Oldu olacak şehrin ışıklarını da söndürelim,
Nasılsa olmayacak duanın dile gelmiş aminiyiz…
Yıllanmış şarap gibi içimde durur bu sevda
Yüreğimden söküp atmaya elim varmaz
Kırarım kalbini onca yaşanmışlıktan sonra
Yüzüne bakıp söylemeye dilim varmaz
Varsın olmasın vuslat yarım kalsın aşklar
Ben yarımım o yarım bu yarım
Dünya bir şekilde dönüp yolunu buluyor elbet
Ben bu aşk uğruna zamanı durdururum sandım
Şimdi sözler nafile bakışlar boş
Elimde kalmış bir yarım şiir birde felekten bir saz
Yazarım söylerim içime işleyen bu aşkın sancısını
Sen benim için en önce bir mezar kaz
Yaşamak dediğin mutluluğu hissetmek demektir
Mutluluksa bir hayal artık
Gözümün gördüğü tüm güzelliklerden vazgeçtim ben
Benim gemim senin limanında çoktandır batık
Sevgisizliğin ihtişamı surete bürünmüş
Karşımda şıkır şıkır oturuyor bu gece
Sessizliği işlemiş gökyüzü bizim haddimize
Ben dilimden de vazgeçeli çok olmuş şiirden de…