Lavinya Dergisi

S/İZE
Tolga TÜRKMEN

Herkesin konuştuğu toplumda şairler neden sussun?

Sizin hiç hayalleriniz öldü mü? Ya da tavana asılı kaldı mı bir yerlerde? Benim kaldı.. Hem yarım, hem yalnız.. Hayatımızın belli başlı noktalarında, yalnız kalmak ve sadece kendimize odaklanmak yeri geldiğinde iyi hissettirse de, yeri geldiğinde bir hayli eksik hissederiz. Çünkü insanlar kendilerine odaklandığı vakit ' yalnız kalır ' İnsanlar ya da çoğu insanlar yalnız kalmaktan korkar, çünkü yalnızlık üzerimize giydiğimiz bir hiçlikten ibarettir… Kimse istemez önemsiz olmayı, ki herkes bir nebzede olsa mükemmeldir değil mi? Kimisi yemek yapmakta, kimisi futbol'da kimisi eğitim hayatında kimisi müzikte.. Ama ben kendimi hiçbir kategoriye koyamamıştım, Ben ben olmak istemiştim. Bazen yalnız kalmak, hiç olmak.. Bazen bütün kalmak, yanlış anlaşılmamak. Yani işin özü nedir diye sorarsanız bence hepimiz kendi yağımızda kavrulalım.. Kimsenin izi olmayalım, kimsede bize leke olmasın.. Kimsenin hayallerine burnumuzu sokup girmeyelim, kimsede damdan düşer gibi hayalimize ortak olmasın. Sahi senin kurduğun hayale bir başkası neden konar ki? Gerçi her şeye göz diktiğimiz bir dönemde, masum kalan hayallerimiz bile kimisinin gözüne batacaktır.. Hepimiz hayatımızda bir şeyler yaşadık, yaşamaya çalıştık bazen de.. Kimse bizliğimizi kabul etmedi, herkes kendileştirmek istedi. Hayatımızın bir noktasında mutlu olacağız bunun zamanı yok, süresi yok, vakti yok.. İzlerimiz her ne kadar çok acı biriktirse de içimizde, Bir gün bir merhem şifa olacaktır elbette.