Lavinya Dergisi

ZAMANSIZ
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Kendimizi,şiiiri,aşkı,inancı tanımlayıp bunları bir cümlenin iki satırın arasına koymak kadar zor bir şey yoktur aslına bakarsanız.Çünkü bu kavramları belirli bir zemine sabitlemeye zorlamak,belirli kalıpların içine sığdırmak onların özgürlüklerini ellerinden alıp öldürmektir bir nevi. ‘Şiir niye yazılır ,şair kimdir ,yazmanın kuralları var mıdır?’gibi sözler insanın uğraş alanından başka bir şey değildir.Çünkü şiir bunlarla uğraşmaz,anlamlandırmaya çalışmaz.Çünkü şiir insanların belli klişelerinin arasında kendini yaşatamaz.O şairini seçer ve başlar zamansız mevsimlere uyanmaya. Şiir ne şairi övmek için vardır ne de bizim belli zamanlara belli aşkları sığdırmamız için.Şiir bin bir insanda yaşayan ve ölendir.Sevendir,sevilendir.Yeri geldiğinde ağlayan yeri geldiğinde gülendir.Susayan ,susuzluğuna çare bulamayandır. Attilla İlhan’la dansa kalkan,Turgut Uyar’la sevişendir.Ediplere,İskenderlere veda eden ve sonra onların yaslarını tutandır.Peki şair yok mudur?Vardır elbet.Şair şiirin aşkı,sevdası ,canı cananıdır. Şair mi şiiri terk eder ,şiir mi şaire gücenir başka hikayelere gider hiç bilmiyorum ama Meksika’daki bir insanın bir şey yazıp beni alıp bilmediğim sokaklarda çıplak ayaklarla dolaştırmasını seviyorum mesela.Mesela kuşların bana anlatmaya çalıştığı şiiri,gökyüzünün o dilini,karanlığın kendisinin şairden farksız bir şiir oluşunu,o bardakta bıraktığın dudak izini,sevgim acıdıkça Allah’ın bana daha fazla kucak açışını öyle çok seviyorum ki mesela.O karmakarışık ruh hallerini ,ellerimizi nereye koyacağımızı bilmediğimiz o zamanları...Son kurduğum cümlelere bakarsak her şeyden mutluluk çıkaran bir insandan başka neyim ki ben.İşte sorunda burada başlıyor ya zaten ,bir şeyleri anlamlandırma çabamızdan.Eğer bunlar bensem içimdeki büyük mutsuzluk yaşayan,çağ açıp çağ kapatan,26’sında olup 95’inde hisseden,arayışları içinde kaybolan kim.Şiirde insan gibi anlamlandırmaya gelmiyor.Bir bakıyorsun deliler gibi mutlu,bir bakıyorsun çocuklarına ağlayan bir anne. Aslında kimselerin görmediği kendisinin bile gözle görmediği dokunamadığı kimseye doğru yol alır şair.O yüzden sizde şiiri,şairi çok anlamlandırmaya çalışmayın.Şairin bile bilmediği cümleleri söyler şiir.Yolları kaybettirir ,buldurur.Bazen hiç buldurmaz.Siz sadece şiirin ayak seslerini hissedin,susun dinleyin. Bir yerlerde ,kış mevsiminde ya da bilinmez o zamanlarda şiirimi duyan sevgili okur.Bir yaz akşamı esintisinde çekin sandalyenizi ve şiirin size söylemeye çalıştıklarını dinleyin.Çünkü yaz akşamları esintisi,şiirin en güzel durağıdır.Bakın sesler ayaklandı bile.