Hakikat nedir? Söyleyenin sesi mi, duyanın yüreği mi belirler onu? Bir söz ne kadar doğruysa, o kadar tehlikeli midir sonu? Ve gerçekten aranan doğru mu? Yoksa duyulmak istenilen yalan mı, hakikat diye süslenip duruldu?

Lavinya Dergisi 4. Sayısı
Lavinya Dergisi Melis Gülcan Kapağı İle Sizlerle! Mayıs 2022 Aylık Kültür, Sanat, Edebiyat Dergisi! Şimdi Dergimizi Okuyun!Lavinya Dergisi
NOKSANLAR KENTİ RADYO DİNLE
Lavinya Dergisi
Son Eklenen Yazılar
HAKİKAT

BAŞKA BİR YERDE
Bazen insan, sessizliğin içinde, dünyanın en yüksek sesinden bile daha gür bir yankı duyar. Gözlerimi kapatıyorum; geçmişin gölgeleri odama doluyor, rüzgâr gibi, habersizce, sessizce. Anılar… Masanın kenarına diziliyorlar, kimi gülümsetiyor, kimi acıyı yavaş yavaş çiçek açtırıyor kalbimde. Acı, baze

KENDİ GÖLGESİYLE YÜRÜYENLER: ‘İSTEMEM! EKSİK OLSUN!’UN PSİKOLOJİSİ
Edmond Rostand – Cyrano de Bergerac
Le Bret:
Cyrano, seni anlamıyorum.
Dostum, neden hep tek başına yürüyorsun?
Düşmanların çoğalıyor, dostların azalıyor.
Neden bir koruyucu, bir ‘güçlü sırt’ aramıyorsun?
Senin yeteneği

BATTANİYE GÜNLERİ VE YAĞMUR TUZAKLARI
Sonbahar, takvimlere yayıldı iyice. Güneş, şimdilerde daha nazlı. Bulutlar, her zamankinden daha yüklü. Durup durup boşaltıveriyorlar sırtlandıklarını üzerimize. Havanın suratı asık, biraz tadı kaçık. Sararan yapraklar bırakıvermişler kendi kaderlerini deli rüzgârın keyfine. Ağaçlar çıplak, yerler ı

HAZIR OL!
Gözlerimi tavana dikmiş, dakikalardır, belki de saatlerdir düşünüyordum. O kadar derin düşünceler içinde, zaten benim için bir anlam ifade etmeyen zaman kavramı daha da bulanıklaşmıştı. Bir yandan düşüncelerimle baş başa vakit geçirirken, öte yandan gözlerim, bana doğru yaklaşan hamam böceğinin rota

İNSAN OLMAK GÜZEL MESELE…
Oturduğu balkondan, birçok bina, birçok ev, birçok daire gözüküyordu. Birçok hayat…
Kapattı gözlerini sımsıkı… Sol çaprazında, saat erken olmasına rağmen ışıkları kapalı olan evi düşündü. Anne, baba ve yeni doğmuş bir bebekten oluşan bir aile… varsaydı. Derin bir nefes alıp düşünmeye devam etti. Ann

DİMYAT’A PİRİNCE GİDERKEN
Pirinç, bereketin simgesidir. Suyun içinde peyderpey boy atar, beyazlığını güneşten gizler. İnce kabuğu sıyrıldığında, zarif ve kırılgan bir nimet kalır geriye. Görünüş pürüzsüzdür ama söz incitmeye hazırdır. Bulgur, toprağın özüdür. Buğdaydan öğütülür. Her eve girer, her sofrayı doyuru

SEVME ZAMANI
Alevler içinde kaldı kalbim,
Bedenim sağ kalsa da,
Cayır cayır yandı tutuştu gönlüm,
Şimdi küllerimden yeniden doğma zamanı.
Şimdi sevme zamanı,
İnanarak sevmeli,
Aldanarak değil, kanatmadan
Deşmeden yaraları,
Sevmeyi öğrenme zamanı…
Yaralansak da,
Koşarken birbirimize,
Düşüp açsak da ye

HEYBE
İnsanın sırtında görünmez bir heybe vardır. Ne kumaşı bilinir, ne rengi; ama her adımda ağırlığı hissedilir. Çocukken küçücüktür, neredeyse kuş tüyü kadar hafif. İçine birkaç renkli boncuk, ilk düşlerini, annenden kalan bir ninniyi koyarsın. Babandan ödünç alınmış bir bakış, arkadaşlarınla gizlice p

BEDENDE YAZILI
Bedende yazılı, sessiz yaralar
Tenin hatırası, eski defterler
Bir iz kalır yıllar, bir iz kalır anlar
Her çizgi kanar, susar heceler
Bedende yazılı, sessiz yaralar
Geceler çöker omuzlarımıza
Uyur şehir, uyanır sancılar
Kalbin çırpınır, sığmaz avuçlara
Bir bakış yeter, yıkar duvarlar
Ge

PROSOPON’DAN PERSONA’YA: GÖRÜNEN VE GİZLENEN
Maskenin tarihi insanlık kadar eskidir. M.Ö. 7000’lerde taş, kil ve kemikten oyulmuş maskeler bulunur; ölülere takılır, kötü ruhları uzaklaştırmak için kullanılır. Henüz bir isimleri yoktur, sadece izleri vardır. Sonra Antik Yunan’da sahne kurulur. Oyuncular yüze maske takar, işte o maskelere

BİR KALEM HİKAYESİ
…Kelimeler benim nefesimdi. Kendi nefesimi bilinçlice alıp verebileceğim oyuncaklarımdı, amacımdı, tutkumdu. Kelime çektim içime kelime verdim. Kelimelerle büyüledim ve büyülendim. Yazının başına oturduğumda elimdeki kalemime bakıp bunları düşünüyordum. Yazmayı biliyordum, yazılan olmayı da am
Lavinya Dergisi
KISA YAZILARLavinya Dergisi
RÖPORTAJLARLavinya Dergisi
SON EKLENEN YAZI
HAKİKAT
Hakikat nedir? Söyleyenin sesi mi, duyanın yüreği mi belirler onu? Bir söz ne kadar doğruysa, o kadar tehlikeli midir sonu? Ve gerçekten aranan doğru mu? Yoksa duyulmak istenilen yalan mı, hakikat diye süslenip duruldu?
Bazıları… Sessizce düşündü, kalabalığın ortasına cümleler bıraktı. Herkes kendi eğriliğini, o aynada gördü. İçten içe biliyordu ki, olanı dile getirdi ama çoğu zaman işe yaramadı. Hakikat, konforu bozdu, düzeni sarstı .........